Medeniyetin Hafızası Amida ve Diyarbakır/4 Güneşin Saçları: Diyarbakır’ın Şemsîleri

Diyarbakır’ın kadim taşları, bir yandan savaşların, göçlerin ve hanedanların hikâyesini taşırken, öte yandan kadim inançların mekânı olmuştur. Bu inançlardan biri de güneşi izleyenlerin—gölgeleri değil ışığı takip edenlerin—sessiz adımlarını saklar. Bu adımların sahipleri, halkın “Şemsîler” diye andığı, kökleri Zerdüştî geleneklere ve Mezopotamya’nın güneş kültlerine kadar uzanan bir topluluktu. Mezopotamya’nın bereketini, topraklarının enginliğini, ışığın büyüsünü burada bulabilirsiniz.

KÜLTÜR SANAT 22.12.2025, 13:47
Medeniyetin Hafızası Amida ve Diyarbakır/4 Güneşin Saçları: Diyarbakır’ın Şemsîleri

Surların arkasında, dar sokakların gölgesinde, bazen bir kilisenin avlusunda, bazen de Hevsel’in kıyısındaki kayalıklarda görünürlerdi. Üzerlerine giydikleri ve pelerini andıran giysileri ile tanınırlardı. Ama asla bir kalabalığın ortasında değil—her zaman sınırda, eşiğin kenarında… Güneşin doğuşuyla uyanır, batışıyla sırra karışırlardı adeta. Gün ışığını selamlamak, şükranlar sunmak, ellerini ve avuçlarını berrak su ve ışıkla doldurup yüzlerine çalmak, her gün hayata böyle hazırlanmak onların en bilindik ritüeli idi.  

Şehrin Güneş Kapısı

Rivayete göre, Şemsîlerin mabedi Mardin Kapı’nın üstündeki sur taşlarına gizli bir işaretle bağlanmıştı: Güneşin ilk ışığını yakalayan küçük, kabartma bir güneş simgesi. Halk çoğu zaman bu işareti fark etmez, fark edenler de süs sanırdı. Oysa Şemsîler için bu taş, kadim bir çağrının başlangıç noktasıydı.Mardin Kapı’nın esrarengiz çekiciliği buradan gelmekteydi. Kapının Mardin tarafında oluşu, Mardin’deki Mezopotamya inançlar topluluğunu da çağrıştırmaktaydı. Mardin Kapı’nın bir diğer adı, bu özelliklerinden dolayı Güneş kapısıydı. Mardin Kapı aynı zamanda İpek Yolu’nun çok önemli bir noktasıydı, oradan Amida’ya girmek, kervanların ve yolcuların sevinç nedenlerindendi. Diyarbakırlı yazar Esma Ocak da Şemsileri hatırlatır ve eserinde onlara yer verir. 

Güneş her sabah o taşın üzerine vurduğunda, taş hafifçe ısınır, bu sıcaklık yer altında uzanan eski bir koridora doğru ilerlerdi.Bir enerji tünelleri doldurur, ışığın yansımasıyla bir hayat alanına dönüşürdü. 
Derler ki Şemsîler bu koridor aracılığıyla gizli mabetlerineulaşır; mabedin içinde ateş, yüzyıllardır hiç sönmezdi. Ateşin sönmemesi, hayat kaynağının devamımı sembolize eder.Kadim kültürlerin ve ritüellerin merkezlerinden biri olan Amida bu gizemlerini asırlardır çok iyi koruyan bir merkezdi. 

Mabedin Sırları

Diyarbakır’ın altındaki tünelleri kimse tam olarak bilmez. Ama Şemsîlerin kullandığı bölümlerde duvar taşlarının rengi biraz daha sarıya çalardı—sanki ateş yüzlerce yıl boyunca onları beslemiş gibiydi. Ayrıca yer altı yolları boyunca meşaleler yanar, kandiller etrafa parlak bir ışık sunardı. Güneş ve ateşin arasındaki bağ, gezegeni yaşanılabilir kıldığı için, bunu Tanrı’nın mucizesi olarak görürlerdi Şemsiler. 

Mabedin merkezinde küçük bir güneş diski bulunurdu. Bu diskin karşısında toplanan Şemsîler sessizce bekler, güneş diski taşın içindeki ince delikten düşen bir ışıkla birleştiğinde ritüel başlardı.

Ne dans ederlerdi, ne yüksek sesle dua ederlerdi. Ritüelleri bir sessizlik şöleniydi. Hareketlerin değil, duruşların anlam taşıdığı bir yol…

Ve Şemsîler derdi ki:
“Güneş konuşmaz; o yüzden hakikati duymak isteyen susmayı öğrenmeli.” Ritüel belli bir aşamaya geldikten sonra, arbane grubu yerini alır fısıltılarla başlayan ilahiler söylemeye başlarlardı. Sarı ve kırmızı pelerinler arbane ritmine göre sallanmaya başlardı, bu ayin adeta bir kendine gelme ve kendinden geçme seanslarıydı. Sonra Büyük Rahip öne çıkar ayini yönetir ve şiirler okurdu. 

Rahip Nasır ve Taşın Sırrı

Bir hikâyeye göre, Şemsîlerin son büyük rahibi Nasır, çocukluğunda Hevsel Bahçelerinde kaybolmuş bir yetimdi.
Bir sabah güneş doğarken onu Mardin Kapı’nın önünde bulmuşlar; yüzü güneşe dönük, gözleri kapalı, sanki bir çağrıya kulak veriyormuş gibi.

Nasır büyüdükçe güneşle konuşan birine dönüşmüştü.
Halk onu deli sanırdı. Oysa söyledikleri sözler, onun ruhani biri olduğunu kanıtlar nitelikteydi.   Şemsîler onu kabul etti—çünkü onların inancına göre güneşe bakan bir çocuğun seçilme ihtimali her zaman vardı. Onun seçilmiş olduğu inancı giderek şehirdeki Şemsiler arasında yaygınlaştı. 

Nasır yetişkinliğinde mabedin taşlarına dokunduğunda, taşın içindeki ısının ona bir şey anlattığını söylerdi:
“Her taş bir hafıza saklar; her hafıza bir ışık gözüydü…”

“Nasr” kelimesinin kökeni, Arapçanın kadim katmanlarında saklı duran, hem göksel hem dünyevi bir çağrı gibi duyulur. Sözün derin kuyularında “yardım”, “zafer” ve “koruyucu güç” anlamlarına açılan bu kelime, eski Arap kabilelerinin savaş öncesi fısıltılarında bir tür görünmez müttefik olarak anılırdı. Bazı dilbilimciler, kökün çok daha eski Sami dillerindeki “nusuru” veya “nasara” biçimlerinden türeyerek “gizli bir kudreti ortaya çıkarma” anlamını taşıdığını söyler. Bu yüzden “Nasr”, yalnızca bir yardım değil, kaderin kapalı kapılarını aralayan, zamanı eğip bükerek doğru anı çağıran bir kelime gibi durur—tarihin gölgelerinde kanat çırpan sessiz bir güç olarak bilinir. Nasır, köken olarak Nasr kelimesinden türemişti. 

Onun döneminde Şemsîler en sessiz ama en güçlü zamanlarını yaşadı. Bolluk ve bereket oldu şehirde. Adalet oldu, Hevsel adeta bir cennet parçasına döndü, her sabah Mardin Kadı’daki Şemsiler Tepesinde toplanan topluluk, şehrin rüyalarını yorumladılar. Remildarlar –Rüya yorumcuları- arada Şemsi rahiplerinin yanına gelerek, uzun sohbetlerde bulunurlardı. 

Mabedin etrafında kümelenen taşlarda ince güneş çizgileri belirdi, bu çizgileri yalnız dikkatli bakanlar görebilirdi. Bu motifler Mezopotamya’nın kadim tarihinden ve yaratılış sahnelerinden oluşmaktaydı. Bazen Rahip Nasır gelir ve büyük bir aynayı güneşe tutarak, ışığı Mardin Kapının üzerine düşürür, bu sahneleri uzun uzun seyrederdi.

Azala Azala…

Zaman geçti, şehir değişti. Yeni hanlar, yeni kervansaraylar, yeni mabetler, yeni çarşılar kuruldu. Dinler, devletler, yasalar birbirini izledi. Ama her yeni gelenler, Şemsîlerin varlığından yalnızca bir gölge kadar haberdardı.

Mabet sonunda kapatıldı; giriş taşlarla örüldü.
Şehrin hafızası tünelleri unuttu. Güneş diski ise karanlığın içinde yalnız bir hatıraya dönüştü.

Ancak anlatılanlara göre Rahip Nasır, mabedin kapatıldığı gece son kez surlara çıkmış; Dicle’ye doğru bakmış; ardından güneş doğmadan tünellere inmişti. O günden sonra kimse onu görmedi.

Şemsîlerin de izleri, gölgesi çekilen bir gül yaprağı gibi yavaşça yok oldu.

Bugün Diyarbakır’da sabah güneşini en iyi gören taşın üstüne dikkatle bakarsan, ince bir kabartma görebilirsin. Taş ısındığında, elini koyduğunda hafif bir titreşim hissettiğini söyleyenler var.

“Belki taş hâlâ konuşuyordur.”
Kim bilir, kimi anlatılara göre belki Şemsîler hâlâ şehrin altında bir yerde sessizce bekliyordur. Belki de Rahip Nasır’ın dediği gibi, güneş hiçbir zaman yok olmaz—sadece yer değiştirir!

Ve Diyarbakır halkının sesini duyar gibiyim: 

“Bazı kadim inançlar kaybolmaz; Sadece karanlığın içinde yeni bir ışık arar.”

Yazarın Notu:

Diyarbakır Şemsileri, kentin çok katmanlı tarihinin en gölgede kalmış fakat en etkileyici topluluklarından biridir. “Şemsî” adı, kadim Mezopotamya’nın güneş kültlerine kadar geri giden, ışık–ateş–bilgelik eksenli bir geleneği işaret eder. Bu topluluk, tarih boyunca kimi dönemlerde bir tarikat, kimi dönemlerde gizli bir zümre, kimi zaman ise bir bilgi halkası olarak yaşamıştır. Diyarbakır’da halen Şemsiler Mahallesiadıyla bir yer bulunmaktadır. 

Bazı tarihçiler, Şemsîleri kökleri Zerdüştlük ve Mitra inançlarına uzanan, güneşi “hakikatin gözü” olarak gören eski bir toplulukla ilişkilendirir. Diyarbakır’da özellikle Artuklu ve erken Osmanlı dönemlerinde Şemsîlerin, hem zanaat ehli hem de “sırrı taşıyanlar” olarak bilinen küçük bir çevre oluşturduğu, kimi hanlarda ve eski mahallelerde kendi ritüellerini sürdürdükleri anlatılır. Bu ritüellerin merkezinde ise ışıkla arınma, sessizlikle tefekkür ve “güneşin doğuşuna tanıklık etme” geleneği bulunur.

Rivayetlere göre Şemsîler, surların içindeki bazı dar sokaklarda yer altına açılan gizli geçitleri biliyor; günün belirli saatlerinde bu geçitlerde dua, zikir veya sessiz ayinler yapıyordu. Halk arasında “surların taşlarına sinmiş bir ışık”tan, “sabah güneşiyle görünür olan işaretlerden” söz edilmesi de bu nedenle Şemsîlere atfedilirdi.

Zamanla Diyarbakır’ın kültürel dokusuna karışarak görünürlüğünü yitiren Şemsiler, modern dönemle birlikte neredeyse tamamen sessizliğe gömüldü. Yine de kent tarihçileri ve sözlü kültür araştırmacıları, Şemsîlerin Diyarbakır’da hem mistik hem entelektüel bir iz bıraktığını, güneş eksenli bu eski geleneğin şehrin hafızasında hâlâ yankılanan bir “ışık arayışı” olduğunu söyler.

Ferman Salmış 

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
2025/2026 Şampiyonu Kim Olur Sizce ?
Namaz Vakti 22 Aralık 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 17 42
2. Fenerbahçe 17 39
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 17 32
5. Beşiktaş 17 29
6. Samsunspor 17 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Kocaelispor 17 23
9. Alanyaspor 17 21
10. Başakşehir FK 16 20
11. Çaykur Rizespor 17 18
12. Konyaspor 17 17
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 17 15
15. Antalyaspor 17 15
16. Kayserispor 17 15
17. Eyüpspor 17 13
18. Fatih Karagümrük 17 9
Takımlar O P
1. Pendikspor 18 36
2. Amed SK 17 35
3. Esenler Erokspor 18 33
4. Çorum FK 18 32
5. Bodrum FK 17 31
6. Erzurumspor FK 18 30
7. Iğdır FK 18 30
8. Boluspor 18 26
9. Bandırmaspor 18 26
10. Serik Belediyespor 18 26
11. Van Spor FK 18 24
12. Keçiörengücü 18 23
13. Sivasspor 18 22
14. Sakaryaspor 18 22
15. Ümraniyespor 18 21
16. İstanbulspor 18 21
17. Manisa FK 18 20
18. Sarıyer 18 18
19. Hatayspor 18 6
20. Adana Demirspor 18 2
Takımlar O P
1. Arsenal 17 39
2. Manchester City 17 37
3. Aston Villa 17 34
4. Chelsea 17 29
5. Liverpool 17 29
6. Sunderland 17 27
7. Manchester United 17 27
8. Crystal Palace 17 26
9. Brighton & Hove Albion 17 24
10. Everton 17 24
11. Newcastle United 17 23
12. Brentford 17 23
13. Tottenham 17 22
14. Bournemouth 17 22
15. Fulham 16 20
16. Leeds United 17 19
17. Nottingham Forest 16 18
18. West Ham United 17 13
19. Burnley 17 11
20. Wolverhampton 17 2
Takımlar O P
1. Barcelona 18 46
2. Real Madrid 18 42
3. Atletico Madrid 18 37
4. Villarreal 16 35
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 17 28
7. Celta Vigo 17 23
8. Athletic Bilbao 17 23
9. Elche 17 22
10. Sevilla 17 20
11. Getafe 17 20
12. Osasuna 17 18
13. Mallorca 17 18
14. Deportivo Alaves 17 18
15. Rayo Vallecano 17 18
16. Real Sociedad 17 17
17. Valencia 17 16
18. Girona 17 15
19. Real Oviedo 17 11
20. Levante 16 10