ŞEHRİN YÜZÜ, ÇARŞILARIN HÜZNÜ l.

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.

KÜLTÜR SANAT 27.08.2023, 09:47 27.08.2023, 09:57
ŞEHRİN YÜZÜ, ÇARŞILARIN HÜZNÜ l.

Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de. Şehir, Kavafis (Çeviri: Cevat Çapan)

Şehirler, büyük çatısıdır medeniyetin. Kökleri, mekânları, caddeleri, bulvarları insanların mizaçlarını, birikimlerini, dünyaya bakış açılarını etkiler, hatta belirler.
Şehirlerin kalbi çarşılardır.  Malatya, depremle birlikte kalbinden ağır yara alan bir şehirdir artık. Şimdi, ağır hasarlı, ağır yaralı bir  iç çekişi var. Şehrin kalbini dinleyen herkes bu acıyı hissediyor, bir tarihin nasıl kefenlendiğini görebiliyor. Öyle ya büyük bir göç yaşandı, Anadolu’da tarihin bilinen en büyük göçlerinden biri. Her birimiz savrulduk, Bir Eylül rüzgârı sonrası dağılmaya devam ediyoruz. Ama gözümüz, kulağımız, yüreğimiz şehrimizde.

Bakırcılar Çarşısı, çekiç sesleri, bakır sarısı, demir kokusu… Çarşıya çıkarken ilk uğrak yerlerimizden biri Bakırcılar Çarşısıydı. Şehrin en eski hafızalarından biriydi, son yıllarda değişmiş, iyileştirilmeler yapılmıştı. Bir enkaz şimdi, depremden geriye kalan bir acılar çetelesi.
Depremin ilk vurduğu yerlerden biri de Şire Pazarıydı. Malatya’nın envaı çeşit yemişi, kaysısı, kayısı ürünleri, kurutulmuş meyveleri, leblebisi burada bulunurdu. Dışarıdan gelen misafirlerimizin ilk uğrak yerlerinden biriydi. Şehre gelip buraya uğramamak olmazdı zaten, eşe dosta burudan birkaç hediyelik alınır, yola öyle gidilirdi. Depremin ilk gününde yerle bir oldu.

Çarşıdan söz etmişken çok sayıda mekân var, hepsini bir yazıya sığdırmak olanaksız elbette. Ben özellikle Kiğılı Pasajı’ndan söz etmek istiyorum. Malatya’ya geldiğim 90’lı yılların başında ilk bu pasaja uğramıştım ve Malatya’daki dostluklarımın filizlendiği yer Fidan Kitapeviydi. Pasaja ilk girildiğinde hattatlar, konfeksiyoncular, berberler, meşhur İftar Lokantası, güler yüzlü sahibi Kasım Usta,  Kiğılı Mevlana Çayevi, elinde çayları ile karşınıza çıkan Hacıali,  Malatya’nın eski pastanesi, Terzi Memed ve Fidan Kitapevinin kurucusu Abdullah Polat… daha birçok mekân ve şahsiyet. Her birinin ayrı bir hikâyesi, ayrı bir rengi var. Malatya’nın kalbi bu mekânlarda atardı. Sonra modern semtler, mekânlar yapıldı; yine de hiç biri bu eski ve kadim mekânların havasını veremedi bana. 
Fidan Kitapevi, yalnızca bir kitapevi değildi, doksanlı yıllarda birçok kitap okuru, fikir insanı, akademisyen, edebiyatsever burada birbirini tanımıştır. Abdullah Polat böylesi bir mekân inşa etmişti. Sevgili Şükrü, Yılmaz, Hasan, Çetin,  Mussab… her biri fidanı biraz daha büyüttü, Şükrü 20 yıldan fazla çalıştı. Fidan, her bir müdaviminin keyif aldığı bir muhabbet durağıydı, büyüdü kocaman bir çınar oldu. Yıllarca kitapevine her geldiğimizde Hacıali, çaylarını getirdi, güler yüzünü eksik etmedi. Kışın arada sıcak süt önerdiği de olurdu. Biraz basık tavanlı mekânın girişine sıra halinde kürsüler dizilir, şehrin dostları burada toplanır hasbihal ederlerdi.


Fidan Kitapevi, gençliğimizin ilk göz ağrılarından. İlk kitaplarım Sevgili Şükrü’nün girişimiyle yayımlandı, ilk dergimizi burada çıkardık. Şehrin bütün renkleri, tonları istinasız buraya uğrardı. Kitapevinin alt katında ise saatlerce kitap okur, kitaplar üzerine konuşurlardı. Şehrin entelektüel temellerinin atıldığı yerlerdin biriydi burası. Kitapevinde hafif tonda bir müzik çalardı, enstrümantal müziklerdi çoğunlukla. Dinlendirici ve coğrafyanın bütün sesleri buradaydı. Öyle ki Fars müziklerini bile çoğu kez ilk kez burada duymuştur.
Bir röportajında Abdullah Polat diyor ki, “ Fidan kitapevini büyük zorluklar içinde kurduk; isim konusunda üç kelime öne çıkmıştı: Tohum, Filiz, Fidan… Fidanda karar kıldık.” Şehrin sosyolojisi, kültürü, düşünce dünyası bu ortamdan beslendi elbette. Şehrin kimliğine yansıyan çok kültürlülüğün kaynağını aldığı yerlerden birisi olma hüviyetini korudu. Zamanla bürokraside, siyasette belli yerlere gelenler şehirden de biraz uzaklaştılar, araya mesafeler girdi. Deprem anına kadar, her hafta uğrak yerlerimizdendi. Akademiden, eğitim çevrelerinden çokça dostumuzla burada buluşur, Mevlana çay içer, hasbihal ederdik. 
Elbette şehrin birbirinden farklı birçok mekânı var; ancak şehrin merkezinin yıkılması deyim yerindeyse büyük bir çöküntü yarattı insanlarda ve yaşanmışlığı, hatırası olanlarda…
İşte depremde Kiğılı Pasajıyla bu kocaman Çınar da yıkıldı; Çınarımız, fidanımız… Kırk yıllık geçmişiyle çokça kişiye, sohbete, düşünce, dostluk için ev sahipliği yapan bu pasaj ve kitapevini elbette unutmayacağız, hasretle yad edeceğiz. Lakin bununla yetinmemek gerekir, 
Bu pasajın yerinde dönüşümünü sağlamak üzere, bir çalışma yapılmalı ve bütün mekânlar tekrar yerli yerine konmalıdır. Kiğılı Pasajı’nın şehir merkezindeki yeri hem kıymetli hem de şehrin kalbi olacak kadar mühim bir konumda. 
Şehrin kimliğini, kültürel siluetini temsil eden Kiğılı Pasajı yeniden, aslına uygun inşa edilmelidir. Bunun çabasını vermek vefa borucumuzdur.


                       Gözlerini kapayınca,
                  Bir çocuk, 
               Sarsılıyor bir ırmak,
           Duman duman dağılıyor ses,
       Derinden dalga dalga.
   Üşümek, bir kuş yüreği,
Üşümek, bir zaman yokuşu,
Üşümek, kendinden vazgeçme korkusu.
Gözlerini kapayınca,
Şehrin eski coşkusu,
Caddelerin ışıklı tabelaları.
Bulvarlardan şarkılar geçiyor 
   Kirpik uçlarından 
       Beton ve toz,
          Demir ve moloz.
              Yüzümüz iki kitap sayfası.
                  Durmadan kanıyor bir şiir.
                      Suları giderek yükselen bir deniz,
                        Boğuluyor sözcükler.
                          Lal kalıyor en uzun türkü şimdi.
                            Azalıyor soluğumuz.
                                  Deprem geçiriyor kalbimiz.
                                    Bir şehir ölürken 
                                      Kapayınca gözlerimi Anlıyorum, şarkıların ne denli haklı olduğunu ....

Ferman SALMIŞ

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
2025/2026 Şampiyonu Kim Olur Sizce ?
Namaz Vakti 20 Aralık 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Kocaelispor 17 23
9. Başakşehir FK 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 17 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Esenler Erokspor 18 33
3. Pendikspor 17 33
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Sarıyer 18 18
18. Ümraniyespor 17 18
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Manchester United 16 26
7. Liverpool 16 26
8. Sunderland 16 26
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Bournemouth 16 21
14. Fulham 16 20
15. Brentford 16 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9