Çocuk işçiliği: Diyarbakır 9’uncu sırada

Çocuk işçiliğinin yoğun olduğu kentlerin başında gelen Diyarbakır, çalıştırılan çocuk sıralamasında 9’uncu sırada yer alıyor.

GENEL 10.06.2023, 11:56
Çocuk işçiliği: Diyarbakır 9’uncu sırada

Diyarbakır’ın hemen hemen her sokağında çalıştırılan çocuklarla karşılaşmak mümkün. Yaz kış demeden kimi sokak ve parklarda mendil ve su satıyor, kimi ayakkabı boyuyor, kimi sanayi sitelerinde ağır iş yükü altında terliyor, kimi çek çek arabaları ya da bedenlerinden büyük torbalarla kağıt topluyor. Birçoğu da yol ve kavşaklar gibi tehlikeli noktalarda araç camlarını temizlemeye mecbur bırakılıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre, 2022 yılsonu itibariyle 85 milyon 279 bin 553 olan Türkiye nüfusunun 22 milyon 578 bin 378'ini çocuklar oluşturdu. TÜİK’in "Hane Halkı İşgücü Araştırması" 2022 yılı sonuçlarına göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı yüzde 18,7 oldu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) 2022'de yayınladığı rapora göre de Türkiye'de en az 2 milyon çalıştırılan çocuk bulunuyor ve bu sayının yaz aylarında 5 milyona yaklaştığı ifade ediliyor. Tüm bu veriler ile kayıt dışı çalıştırılan çocuk ve mülteci-göçmen çocuklar da dikkate alınınca, sayı daha da yükseliyor.

Diyarbakır sokaklarında konuşan çocuklar, çalışma koşullarını ve yaşadıkları sorunları anlattı.

‘OYUN OYNAYAMIYORUM’

Bir Fast Food (Hazır yemek) işletmesinde çalışan 12 yaşındaki Suriyeli F.E., sabah 07.00’den akşam 17.00’a kadar gelen müşterilere tost taşıyor. Bir an olsun durmayan F.E., sandalyeleri düzeltiyor, içeriyi süpürüyor, çöpleri boşaltıyor. Suriye savaşından kaçarak ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç eden F.E., Türkçe bilmediği için kendini ifade etmekte zorlanıyor. Çalıştığı işletmede da görüştüğümüz F.E., “7 yaşında Türkiye’ye geldim, 6 kardeşiz. Kardeşimle birlikte burada çalışıyoruz. Okumak istiyorum, hayallerim var. Çalışmak yerine oyun oynamak isterdim ama işten çıktığımda çok yorgun olduğum için oyun oynayamıyorum” dedi.

11 YILDIR YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR

Suriye savaşından kaçarak Türkiye’ye gelenler arasında olan 13 yaşındaki A.D. de, 11 yıldır yaşam mücadelesi verdiklerini belirtti. Sabah 08.00’den akşam 17.00’ye kadar sokaklarda karton, naylon, pet şişeleri topladığını anlatan A.D., “Çok yoruluyorum. Güneşten etkileniyorum. Çalışmasam olmaz. Ev kirası, elektrik, babamın tek başına çalışması ihtiyaçları karşılamaya yetmiyor” diye konuştu. 

‘SAVAŞ OLMASA BİR SAAT BİLE KALMAZDIK’

Okulu bırakmak zorunda kalan 17 yaşındaki M.D., kuzeni A.D. ile aynı işi yapıyor. Çalışırken ötekileştirici söylemlere maruz kaldıklarını söyleyen M.D., yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bu iş yüzünden çok hastalandım. 8 yıldır aynı işi yapıyorum. Günde 100 lira anca kazanıyoruz. Benim gibi çocukların hepsi şuan evde oturuyor, telefonlarıyla oynuyor, okula gidiyor ama biz işe gidiyoruz. Eşit olmak istiyoruz. Bu işi yaptığımız zaman bize bazen bağırıyorlar, hakaret ediyorlar. Biz sadece kâğıt topluyoruz. Sürekli bize ‘ne zaman Suriye’ye gidiyorsunuz?’ diye soruyorlar. Savaş olmasaydı, biz burada kalmazdık.”

4 KARDEŞTEN 3’Ü ÇALIŞIYOR

Kardeşi ile birlikte simit satarak, ailesine destek olmaya çalışan 13 yaşındaki M.D., “Günlük 50 lira kazanıyorum onunla da aileme katkıda bulunuyorum. Sabah 10.00’da kalkıyorum, iki saat sonra işim bitiyor. Toplam 4 kardeşiz, 3 kardeş dışarda çalışıyoruz. Çocuklar için sistem değişsin, parklarda oynasınlar, çalışmasınlar” sözleriyle, talebini dile getirdi.

‘YAŞITLARIM GİBİ OLMAK İSTERDİM’

Seyyar satıcılık yapan 17 yaşındaki A.T. de gün boyu sokakları gezerek, meyve sebze satıyor. Günde 200 TL kazandığını ve Diyarbakır’da sokağa çıkma yasakları sürecinde okulu bırakmak zorunda kaldığını aktaran A.T., “O süreçte benimle birlikte pek çok arkadaşım da okulu bıraktı. Zor zamanlardı. Eğer okuma şansım olsaydı, elektrik mühendisi olmak istiyordum. Daha önce de hem okula gidip hem çalışıyordum. Ben de çalışmak yerine yaşıtlarım gibi yaşamak isterdim. Çünkü sokaklar çok tehlikeli, ben aile yerinde çalışıyorum ama diğer gördüğüm çocuklar madde bağımlısı oluyorlar” dedi.

ÇALIŞTIRILMA YAŞI 6’YA DÜŞTÜ

Rengarenk Umutlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yeter Erel Tuma, çocukların çalıştırılmasının sadece bölgede değil, bütün dünyanın sorunu olduğuna dikkati çekti. Bölgede çocukların çalıştırılmasının yürütülen savaş politikalarından kaynaklı olduğunu kaydeden Tuma, atık toplama gruplarında çocukların yaş gruplarının 12’den 6’ya kadar düştüğüne dikkat çekti. Çocukların korunmasının doğrudan devletlerin sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Tuma, çocuk işçiliğiyle ilgili tüm ihmallerin önlenmesinden doğrudan devletin sorumlu olduğunu söyledi.

ÖZEL SAVAŞ POLİTİKASININ ETKİSİ

Çocuk işçiliğinin beraberinde yaşam hakkı ihlalinden çocuğun istismarına kadar birçok başka ihlallerini de getirdiğini kaydeden Tuma, etkin politika ve yasalarla çocuk işçiliğinin önlenebileceğini belirtti. TÜİK’in 2019 yılı verilerini hatırlatan Tuma, “Türkiye’ deki en yüksek çocuk işçiliğinin yaygın olduğu kentlerden biri de Diyarbakır. Yoksulluk çocuk işçiliğini beraberinde getiriyor. Yani buradaki işsizliğin nedeni uzun yıllardır bölgede yaşanan silahlı çatışmalar ve buranın savaş bölgesi olmasıdır. Buralara yatırım yapılmamasının işsizlik oranının bu kadar yüksek olmasının sebebi özel savaş politikalarıdır. Bu politikalar buradaki çocuk işçiliğini arttırıyor. Depremden sonra mevzu daha da derinleşti. Bugün insanlar her geçen gün biraz daha yoksullaşıyorlar ve bu yoksulluk çocuk işçiliği oranını da arttıracak düzeyde. Biz bu halinden çok tedirgin oluyoruz” diye konuştu.

‘EN ZAYIF HALKA MÜLTECİ ÇOCUKLAR’

Mülteci çocuklarında bu zincirin en zayıf halkası olduğunu sözlerine ekleyen Tuma, şöyle devam etti:  “Emeği en çok istismar edilen gruplar mülteci çocuklar. Mevsimlik işlerde çalışan çocuklarla ilgili bir projede, Karadeniz’de fındık bahçelerinde çalışan çocuklarla görüşme yapmıştık. Doğrudan sahanın içerisine girdiğiniz zaman aradaki farkı görebiliyorsunuz. Bölgeden giden çocukların aslında yerel çocuklardan daha az, yarısı kadar aldığını görüyoruz. 100 lira ise yerel işçi çocukların aldığı ücret, bölgeden gidenlerin aldığı ücret 50, mülteci çocuklar 20 lira alıyor. Bahçelerde de en ağır işlerde yine mülteci çocuklara yaptırılıyor. Tabi bu durum sadece çocuk işçiliğinde değil, mültecilerin ülkede maruz kaldığı temel yaklaşım.”

Çalıştırılan çocuk işçilerin sağlık hakkına da erişemediğinin altını çizen Tuma, “Çalışırken yaralanan mülteci çocukların çok büyük oranı hastaneye götürülmesi işveren açısından ciddi risktir. Hem çocuk çalıştırıyordur hem de sigortası yoktur. Dolayısıyla hastaneye de götürülmüyor. Kendi olanaklarıyla hallediyorlar, eğer çok büyük bir kaza değilse, yaralanmaları da kendi içlerinde hallederler” şeklinde konuştu.

‘BASININ DA ROLÜ BÜYÜK’

Çocuk kazalarıyla ilgili olarak basına yansıyan haberlerinde sorunlu olduğuna değinen Tuma,  “Karşıdan karşıya geçerken araba çarptı, araba ayağını ezdi, kırmızı ışıkta trafik kazası” şeklinde kullanılan dille de çocuk işçiliğinin görülmediğini vurguladı. Birçok çocuğun çalışırken kaza geçirdiğini söyleyen Tuma, bu konu da gazetecilerin hassas davranması gerektiğini belirtti.

STÖ’LER ÇALIŞMALAR YÜRÜTECEK

Sivil Toplum Örgütlerinin (STÖ) çocuk işçiliğinin giderilmesine yönelik bir takım çalışmalarının olduğunu ancak bu sorunun giderilmediğini söyleyen Tuma, şöyle devam etti: “Önümüzdeki günlerde önümüze çıkacak veriler ve artan oranlar, STÖ’lerin durumunu da değiştirecek. Özellikle deprem bölgesinde çocuk işçiliğinin artması riski, bizimde bu konuda daha yoğun çalışmamızı gerekli kılabilir. Bizde takip ediyor olacağız. Yoksulluk artıkça da çocuk işçiliği artacak, arttıkça da bu alanda çalışan arkadaşlar olarak bizlerde mücadele etmeye ve hak ihlallerini görünür kılmaya devam edeceğiz.”

‘ÇOCUK HAKLARI POLİTİKASI YOK’

Ülkede bir çocuk hakları politikasının olmadığını vurgulayan Tuma, “Çocuk hakları politikasının olmaması, tamda politik bir şeydir. Devletin ülkedeki bütün çocukları kapsayan etkin ve gerçekten koruyan, gözeten, sağlayan bir çocuk hakları politikası üretip uygulaması gerekir. Yoksa sivil toplum örgütlerinin ya da Meclis’te çıkıp çocuk işçiliğine dair dar ve anlamsız konuşmalar hiçbir şekilde çözüm getirmeyecek. Bunların yasalarla sağlanması gerekir” dedi.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
15
açık
Günün Anketi Tümü
Ali Koç mu? Aziz Yıldırım mı?
Ali Koç mu? Aziz Yıldırım mı?
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:36
Güneş 06:10
Öğle 13:08
İkindi 16:54
Akşam 19:56
Yatsı 21:23
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Karagümrük 33 31
18. Gaziantep FK 32 31
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 33 17
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14