Algılar hakikatlerin üzerini örtmek için kullanılıyor

Sosyal medya gündemi sosyo-politik gerçeklikten soyutlanamaz. Sosyal medyada farklı dönemlerde çeşitli suni gündemler oluşturulsa da, resmin bütününe bakıldığında, sosyal medyanın politika gündemiyle eşgüdüm halinde ilerlediği görülüyor.

GÜNDEM 20.04.2021, 13:50
Algılar hakikatlerin üzerini örtmek için kullanılıyor

Yeni medya araçları hayatımızdaki hacimlerini ve etkilerini her geçen gün artırırken sanal bir gerçeklik üretiyorlar. Sosyal medyanın kullanımına bağlı olarak, bu sanal gerçeklik dijital kimliklerin oluşturulmasını da beraberinde getirdi. Böylece sosyal medya ve dijital teknolojiler hayatın kendisi haline dönüşürken dijital kamusal alanı da inşa etmeye başladılar. Bu minvalde sosyal medya gündemi sosyo-politik gerçeklikten soyutlanamaz. Günümüz koşullarında sosyal medyadaki eğilimler siyasetin dahi gündemini belirleyecek konuma erişmiş durumda. Sosyal medyada farklı dönemlerde çeşitli suni gündemler oluşturulsa da, resmin bütününe bakıldığında, sosyal medyanın politika gündemiyle eşgüdüm halinde ilerlediği görülüyor. Bu durum Türkiye’de olduğu gibi, dijital süreçlere entegre olmuş, sosyal medyayı yoğun şekilde kullanan diğer ülkelerde de yadsınamaz bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor.

Günümüz dijital iletişim ortamında teknoloji şirketleri devletler gibi davranmaya başladılar. Özellikle teknoloji şirketlerinin “halksız iktidar” olmaya heveslendikleri görülüyor. Sosyal medya platformları ve yeni iletişim teknolojileri, demokrasiyi güçlendirmek bir yana, dijital faşizm örnekleri sergiliyorlar. Türkiye de dijital faşizm uygulamalarına maruz kalan ülkelerin başında geliyor.

Sosyal medya gündemi sosyo-politik gerçeklikten soyutlanamaz. Günümüz koşullarında sosyal medyadaki eğilimler siyasetin dahi gündemini belirleyecek konuma erişmiş durumda. Sosyal medyada farklı dönemlerde çeşitli suni gündemler oluşturulsa da, resmin bütününe bakıldığında, sosyal medyanın politika gündemiyle eşgüdüm halinde ilerlediği görülüyor

Sosyal medya illüzyon değil sosyo-politik gerçekliktir

Sosyal medyanın kendi iç dinamiklerine bağlı olarak, bu platformlarda üretilen içeriklerin bir çeşit illüzyon olduğuna dair yaygın bir kanaat var. Diğer taraftan sosyal medya merkezli enformasyonun kısa sürede çok geniş kitlelere yayılması ve bu platformların anında geri bildirim alma imkânı sunması “dijital gözetimi” beraberinde getiriyor. Bu bağlamda, sosyal medya merkezli gündem doğru da olsa, dezenformasyon amaçlı da olsa, sosyo-politik gerçekliği hem etkiliyor hem de bundan etkileniyor.

Gündelik hayattaki aktivizm günümüz koşullarında dijital aktivizme dönüştü. İnternet altyapısıyla gelişen sosyal medya ve yeni iletişim teknolojileri insanların hak arama hürriyetlerini kullanmaları için birer araca dönüşmüş durumda. Web 2.0 ekseninde gelişen kullanıcı merkezli yeni medya aynı fikri paylaşan, aynı konuda uğraş veren bireylerin sosyal medya üzerinden çok hızlı şekilde örgütlenmelerini, niceliksel üstünlük sağlamalarını ve seslerini ilgili birimlere duyurmalarını sağlıyor.

Günümüz dijital iletişim ortamında teknoloji şirketleri devletler gibi davranmaya başladılar. Özellikle teknoloji şirketlerinin “halksız iktidar” olmaya heveslendikleri görülüyor. Sosyal medya platformları ve yeni iletişim teknolojileri, demokrasiyi güçlendirmek bir yana, dijital faşizm örnekleri sergiliyorlar. Türkiye de dijital faşizm uygulamalarına maruz kalan ülkelerin başında geliyor

Dijitalleşmeyle birlikte siyasal katılım konusunda da yeni pratikler ortaya çıkıyor. Bireyler kendi ülkelerinde ve dünyada yaşanan siyasal olaylar konusunda fikir beyan ederek ve toplumsal hareketler oluşturmaya gayret ederek dijital platformlar üzerinden siyasal partileri, liderleri ve idarecileri etkilemeye çalışıyorlar. Politik gelişmeler konusunda dijital aktivist hareketlerin içinde yer alan bireyler, karar verici konumdaki siyasal aktörleri etkileyebileceklerine ve onları yanlış kararlardan döndürebileceklerine inanıyorlar.

Türkiye’deki 60 milyon sosyal medya kullanıcısı, bu platformların sunduğu etkileşim imkanıyla yetkili kurumlara, kuruluşlara ve kişilere hızlı ve kolay bir şekilde erişebiliyor. Türkiye’de internet penetrasyonunun artması ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının da gündelik yaşam pratiklerimize etkisiyle dijitalleşmenin hızlanması Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvuran vatandaşlarımızın sayısında da büyük bir artışa neden oldu.

Siyasal katılım ve hak arama hususunda dijital medya okuryazarlığına büyük önem veriyoruz. Bu alanda milletimizi bilinçlendirmek için İletişim Başkanlığı’mızın hazırladığı Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’nun yayınlandığı dönemde büyük ilgi ve teveccüh görmesi de konuya dair çalışmaların ne denli ihtiyaç haline geldiğini göstermekte. Diğer yandan, sosyal medyadaki hak ihlalleri konusunda çocukların ve gençlerin yanı sıra ebeveynlerin de “dijital zorbalık” konusunda bilgilendirilmesi ve dijital zorbalık hakkında farkındalık yaratılması büyük önem taşıyor. Dijital platformlarda “dijital ayak izi” bırakmamak adına dijital davranışlara çok dikkat edilmeli ve dijital görünürlükler etkili şekilde yönetilmelidir.

Siyaset ve sosyal medya ilişkisinde kullanıcılar psikolojik açıdan “yankı odası” etkisine kapılmakta, kendi görüş ve düşüncelerini destekleyen hesapları ve kişileri takip ederek farklı fikirlere kendilerini kapatmaktalar. Böylece tek doğrunun yalnızca kendi görüşleri olduğu fasit dairesi içine girmiş oluyorlar

Sosyal medya gerçekliği ve sosyo-politik gerçeklik arasındaki ilişki

Sosyo-politik gelişmelere bağlı olarak, siyasal aktörler sosyal medyadaki söylemlerinde rakiplerine karşı retorik üstünlük sağlamayı hedeflemekteler. Sosyo-politik gerçeklikle sosyal medya gündemi arasındaki güçlü ilişkide eklektik bir yaklaşım söz konusudur. Sosyal medyada dolaşıma sokulan konulara ve olaylara karşı seçmeci bir tutum sergileyen siyaset gündemi, yalnızca kıymetli gördüğü gelişmeleri değerlendiriyor. Dijitalleşmenin etkisiyle sosyal medyanın sosyo-politik gerçekliğin tamamlayıcı parçası haline geldiğini söyleyebiliriz.

Siyaset ve sosyal medya ilişkisinde kullanıcılar psikolojik açıdan “yankı odası” etkisine kapılmakta, kendi görüş ve düşüncelerini destekleyen hesapları ve kişileri takip ederek farklı fikirlere kendilerini kapatmaktalar. Böylece tek doğrunun yalnızca kendi görüşleri olduğu fasit dairesi içine girmiş oluyorlar. Sosyal medya kullanıcıları kendi doktrinlerini oluşturuyorlar ve bu durumun sosyolojik yansımaları gündelik hayatlarımızı ve siyaset yapma biçimlerini değiştiriyor. Sosyal medyadaki ayrıştırıcı söylemler ve ötekileştirici dil, bireylerin birbirlerinden uzaklaşmasına ve kalıplaşmış yargıların keskinleşmesine sebep oluyor.

Siyasal iletişim ekseninde siyaset ve sosyal medya ilişkisine bakıldığında, yakın gelecekte çevrimiçi mitingler, mikro hedefleme doğrultusunda her hedef kitlesine özel siyasal mesajlar ve vaatler, siyasi liderlerin hologram kullanımı öne çıkacaktır. Bu kapsamda giyilebilir teknoloji ve artırılmış gerçeklik bağlamında siyasal iletişim çalışmaları yapılacağı öngörülüyor. Ayrıca siyasal reklam perspektifiyle “advergaming” (dijital oyunlara reklam yerleştirme) konusu da çevrimiçi oyunlar ve sosyal medya kapsamında ele alınacak konuların başında geliyor.

Sosyal medya kullanıcıları kendi doktrinlerini oluşturuyorlar ve bu durumun sosyolojik yansımaları gündelik hayatlarımızı ve siyaset yapma biçimlerini değiştiriyor. Sosyal medyadaki ayrıştırıcı söylemler ve ötekileştirici dil, bireylerin birbirlerinden uzaklaşmasına ve kalıplaşmış yargıların keskinleşmesine sebep oluyor.

En hayati unsur gerçek kişilerin gerçek duygu ve düşüncelerle sahneye çıkması

Sosyal medyanın en büyük meselesi kaynağın güvenilirliğidir. Sosyal medyada konvansiyonel medyanın aksine, kullanıcılar birer tüketici olmanın ötesinde, aynı zamanda içerik üreticisidirler. Her bir kullanıcının istediği anda dilediği bilgi, belge, fotoğraf, haber ve argümanı sosyal medyada paylaşabilmesi, aynı zamanda onları teyide muhtaç hale getirmiştir. Sosyal medyada yalan, eksik ve yanlış bilginin yayılma hızı doğru bilgiden çok daha yüksek. Bu nedenle sosyal medya içeriklerini incelerken şüpheci düşünülmeli, paylaşımların kaynağı sorgulanmalı, resmî kurumlar takip edilmeli ve konuyla ilgili otoritelerin neler söylediği araştırılmalıdır.

Sosyal medya, her bir kullanıcıyı birer ünlüye, köşe yazarına ya da fotoğrafçıya dönüştürmüş durumda. Bu noktada konvansiyonel medyanın köşe yazarları politik gelişmelerde kanaat önderi konumuyla geniş kitleleri etkileyebiliyor ve siyasetin gündeminde rol alabiliyorlar. Sosyal medyada ise (özellikle Twitter’da) örgütlü ve sistematik şekilde çalışan troller de farklı siyasal ve sosyal çevreleri güçlü şekilde etkileyebiliyor ve sosyal medyanın gündemini geçici de olsa dizayn edebiliyorlar. Sosyal medyanın yönetiminde belirleyici olan husus farklı toplum kesimlerinin akıllarında yer etmiş soruları cevaplayacak içerikler üretmektir. Hakikatin hızlı ve güçlü şekilde yaygınlaştırılması trollerin işlevini yok etmektedir.

Özellikle dijital dezenformasyon konusunda sosyal medya kullanıcıları çok dikkatli olmalı ve hakikatin eğilip bükülmesine asla izin vermemeli. Oxford Üniversitesi tarafından 37 ülkede yapılan araştırmaya göre, dezenformasyon ve yanıltıcı haber konularında Türkiye yüzde 49 ile en çok dezenformasyona maruz kalınan ülke

Algılar hakikatlerin üzerini örtmek için kullanılıyor

Günümüzde gerçek ile kurmaca arasındaki sınırlar ortadan kalkmaya başladı. Algılar gerçeklerden baskın hale gelirken, sosyal medyanın manipülasyon amacıyla kullanılmasıyla birlikte, insanlar hakikatle yalan arasındaki farkı göremeyecek noktaya sürükleniyorlar. Dijital platformlardaki negatif algı yönetimiyle, yalan haberlerle ve etiket çalışmalarıyla mücadele etmek bir zaruret haline dönüşmüş durumda. Özellikle dijital dezenformasyon konusunda sosyal medya kullanıcıları çok dikkatli olmalı ve hakikatin eğilip bükülmesine asla izin vermemeli. Oxford Üniversitesi tarafından 37 ülkede yapılan araştırmaya göre, dezenformasyon ve yanıltıcı haber konularında Türkiye yüzde 49 ile en çok dezenformasyona maruz kalınan ülke. Bu nedenle ülkemiz ve vatandaşlarımız dijital alanda diğer tüm ülkelerden çok daha tedbirli olmak zorunda.

Siyasetin yeni mücadele alanı: Sosyal medya

Sosyal medya farklı siyasal ve sosyal aktörlerin mücadele alanına dönüştü. Siyasal yaklaşımlar ve liderler sosyal medyada yer almadıkları takdirde, toplumun bir kısmı tarafından yok hükmünde sayılıyorlar. Bu açıdan dijital platformlar “dijital demokrasi” kavramını üretmiş ve demokrasinin güçlenmesine katkı sağlamıştır. Toplumsal talep demokratik siyasetin esasıdır. Toplumsal talebe, beklentilere ve dip akıntılara duyarsız kalmak siyasal alanı daraltır. Sosyal medya kullanıcıları da bunun farkında olarak görüşlerini iletmek, gündem oluşturmak ve toplumsal, siyasal gelişmelere reaksiyon göstermek için sosyal medyada siyasi mücadele veriyorlar.

Diğer yandan devletler terör örgütlerine karşı dijital psikolojik bir savaş da vermekteler. Sahte ve bot hesaplar üzerinden ülkeleri hedef alan dijital psikolojik savaşa karşı koymak üzere, yeni yöntemler ve teknikler geliştirmek kaçınılmaz bir hal almıştır. Teknoloji şirketlerinin dijital diktatörlük uygulamalarına karşı, yerli ve milli uygulamalarımıza destek veriyoruz; vatandaşlarımızın bu uygulamaları kullanması için ülkemizin teknoloji kapasitesini de geliştiriyoruz. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde, dijital kültür emperyalizmiyle mücadele etme ve milletimizde bir direnç inşa etme yükümlülüğümüzü yerine getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.

[Siyasal iletişim, siyasal liderlik, kamu diplomasisi, algı yönetimi, sosyal medya ve spor iletişimi alanlarında uzmanlaşan Doç. Dr. Oğuz Göksu Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim üyesidir ve Aralık 2019’dan bu yana Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda görev yapmaktadır]

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
15
açık
Günün Anketi Tümü
Ali Koç mu? Aziz Yıldırım mı?
Ali Koç mu? Aziz Yıldırım mı?
Namaz Vakti 30 Nisan 2024
İmsak 04:18
Güneş 05:56
Öğle 13:06
İkindi 16:57
Akşam 20:06
Yatsı 21:38
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14