Kılıçdaroğlu: Bir yarış varsa belediye başkanları kendi aralarında yarışıyorlar

Kılıçdaroğlu "İmamoğlu ile aramızda bir rekabet falan yok, ben genel başkanım, o İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı"

GENEL 02.01.2022, 22:29
Kılıçdaroğlu: Bir yarış varsa belediye başkanları kendi aralarında yarışıyorlar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  "Yani aslında Kemal Kılıçdaroğlu kendi rakibini mi yarattı?" sorusuna, "Eğer aramızdaki ilişkiyi rekabet ilişkisi olarak algılarsak hatayı orada yaparız. Aramızda bir rekabet falan yok. Ben genel başkanım, o İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Benim görevim farklı, onun görevi farklı. kimse kimseye rakip değil, herkes kendisine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmek için çaba harcıyor. Bizim politikamız bu. İnsanlar farklı yorumlayabilirler. Eğer bir yarışsa belediye başkanları kendi aralarında yarışıyorlar. Güzel şeyler yapıyoruz. Bunlara tabii Erdoğan tahammül edemiyor" yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarına, "Şikâyet etmeyeceksiniz. Engel çıkaracaklar, siz tüm engelleri aşıp, halka hizmet edeceksiniz." talimatı verdiğini söyledi. 

Kılıçdaroğlu, Halk TV yazarı İpek Özbey'in sorularını yanıtladı. 

-Önce Şamil Tayyar tweet attı, “Hadi Merkez Bankası, TÜİK anladık, şov yaptık, konuştuk, güldük, geçtik. Şimdi MEB. Niyet ‘sivil itaatsizlik’ oluşturup sokakları hareketlendirmekse meşruiyet zeminini kaybedersiniz” dedi. Arkasından yine Erdoğan’ın hedefindeydiniz ve “Kendi evladının evine bile haber vermeden, karşı taraftan davet almadan gidemeyen CHP'nin başındaki zatın bu eşkiyavari baskınlarla derdi bilgi almak değil, kaos ve karmaşa çıkarmaktır” diye konuştu. Niyetiniz sivil itaatsizlik oluşturup kaos ve karmaşa çıkarmak mı? 

Tam tersi. Bütün partili arkadaşlarıma “Tahriklere kapılmayın, sokaklara çıkmayın, büyük bir soğukkanlılıkla sandığı bekleyin” diye defalarca söyledim. Milli Eğitim Bakanlığı’na gidişimin nedeni, yenen bir kul hakkı var. Annelerin, babaların büyük fedakârlıklarla okutup, üniversiteden mezun olup, KPSS sınavına girip, büyük başarı elde edip sözlüde elenen evlatlarımızın haklarını savunmak için oraya gittim. Erdoğan bunu anlayamaz. Bakın, ben sürekli haksızlığa uğrayan kişilerin haklarını savunuyorum. Erdoğan’ın tahammül edemediği nokta bu, çünkü doğruları işitmekten rahatsız oluyor, ben de ona sürekli doğruları söyleyerek ezberini bozuyorum, çünkü etrafında ona doğruları söyleyecek kimse kalmadı. Ben eğer sokakları hareketlendirmek, baskın düzenlemek isteseydim oraya binlerce kişi yığabilirdim. Dikkat edin oraya sadece kadın milletvekilleriyle gittim. Hatta Ankara İl Başkanlığı mesaj atmıştı, onu bile geri aldırdık, ‘kimse gelmesin’ dedik.

-Neden kadın milletvekilleriyle gittiniz?

Çünkü annelerin çocuklarını üniversitede okutup sonra tam elleri ekmek tutacakken ellerindeki ekmeği siyasi iktidarın alması büyük bir haksızlık. Benim bu haksızlık karşısında susmam mümkün olamaz. O nedenle oraya gittim. Ben oraya gittim, çünkü bu haksızlığın 84 milyon insan tarafından duyulmasını istedim. Annelerin, babaların, çocukların, yaşlıların… Devlet mekanizması adalet üzerine inşa edilir. Siz kazananları sözlü sınavda eliyorsunuz, onların yerine TÜGVA’nın, TÜRGEV’in, yani AK Parti’ye yamanmış bazı siyasi örgütlerin listelerini gönderiyorsunuz, onlara kazandırıyorsunuz. Böyle bir yapı devleti çürütür.

"Erdoğan’ın akli melekelerinin sorgulanması lazım"
-Kendi evladınızın evine haber vermeden gidemiyor musunuz?

Erdoğan’ın akli melekelerinin sorgulanması lazım. Akli melekelerini yitirmiş bir insan. İnsan evladının evine giderken, “Evde misiniz” diye sorabilir. Özür dilerim ama bu çok saçma bir açıklamaydı. Evladımızın evine gideriz tabii ki…

"Biz milletvekili isek o zaman devletin kapıları millete kapalı olamaz"
- Cumhurbaşkanı “Bundan sonra devletin kurumlarına böyle rastgele gidemeyeceksin” de dedi. Benim bildiğim rasgele gitmediniz.

Elbette İpek Hanım. Biz randevu istedik. 24 saat cevap bekledik. Erdoğan, milletvekilinin işlevini, halk tarafından seçildiğini unutmuş vaziyette. Eğer biz milletvekili isek o zaman devletin kapıları millete kapalı olamaz. Yapılan bir baskın değil, yapılan hakkı yenen insanların hakkını savunabilmek, onların yanında olduğumuzu hissettirmek.

"Erdoğan bana ‘şu cümleniz yanlış’ desin"
-Sayın Kılıçdaroğlu, muhatap almak istemiyorsunuz ama kendisi cumhurbaşkanı…

Erdoğan bana ‘şu cümleniz yanlış’ desin. Eksik olabilir söylediğim sözler ama yanlış yok. “Burada bir haksızlık var” diyorum. Normalde kendisinin Milli Eğitim Bakanı’nı çağırıp, “Nedir bu rezalet” demesi lazım. Matematikte Türkiye’de 63’üncü sırada olan birini siz sözlü sınavda nasıl elersiniz? Bunu sorması lazım. Hayatın olağan akışına aykırı bir şeyi ben nasıl olağan kabul edebilirim? İsyanımız buna…

-MHP Lideri’nin söyleşisindeki sertliğe bakın… Erdoğan’ın size yönelik “Kandil'i bombalayacakmış iktidara geldiğinde. Kandil'dekilerle dirsek dirseğe, Ankara'dan İstanbul'a onlarla yürüyen sen değil misin?” şeklindeki sözlerine bakın… Artık seçim sürecine girdiğimizi düşünürsek, İBB meselesinde de olduğu gibi çok sert bir süreç mi olacak?

Erdoğan elinden geldiği kadar sertleştirmek için çalışacak. Biz de elimizden geldiği kadar halka doğruları anlatmaya çalışacağız. İpek Hanım, bizim bütün belediye başkanlarımız tüm engellemelere rağmen büyük bir özveriyle çalışıyorlar. Belediye Başkanı arkadaşlara talimatım şu; şikayet etmeyeceksiniz. Engel çıkaracaklar, siz tüm engelleri aşıp, halka hizmet edeceksiniz. Bütün belediye başkanlarımız da bu bilinçle çalışıyorlar. Erdoğan, nevi şahsına münhasır bir kişi. Dolayısıyla başka birisinin elde ettiği başarıyı içine sindiremiyor. İstanbul seçimlerini hatırlayın. Yüksek Seçim Kurulu aracılığıyla İstanbullulara kumpas kuruldu, ikinci seçim yapıldı, ikinci seçimde İstanbullular kumpası darmadağın ettiler.

Adaylık açıklaması
-Devlet Bahçeli, “Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kıran kırana bir rekabet var” diyor. Siz Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu'nu rakip olarak görüyor musunuz?

Hayır, rakip olarak görmüyorum. Öyle kıran kırana bir rekabet falan da yok. Onların bu açıklamalarla hedeflediği şey şu: Acaba bunların içine bir nifak sokabilir miyiz? İttifakı dağıtabilir miyiz? CHP’yi karıştırabilir miyiz? Böyle bir arayış içindeler. Bunlar çocukça…

-“Ekrem İmamoğlu Mansur Yavaş ile kavga etsin, Kemal Kılıçdaroğlu Ekrem İmamoğlu’yla kavga etsin”… Diyelim senaryo bu… Hiç bu durumu idare etmek zorunda kaldığınız, az da olsa bunu başardıkları bir an oldu mu?

Yok, hayır. İpek Hanım; hem ben, hem belediye başkanı arkadaşlarım bunları gülerek karşılıyoruz.

"Biraz daha konuşsunlar' diyerek dalga geçiyoruz"
-Nasıl yani? Bunlar söylendiğinde ne yapıyorsunuz?

Telefonda konuştuğumuz zaman “Biraz daha konuşsunlar” diyerek dalga geçiyoruz. Büyük bir samimiyetle söylüyorum, öyle bir ortam yok. Şöyle bir yalan da attılar: “Ekrem Bey randevu istedi, Kılıçdaroğlu vermedi…” Akıl tutulması gibi bir şey. Bunu söylerken hiç değilse sor, hadi bana ulaşamadın, basın koordinatörümüze sor, Ekrem Bey’e, onun arkadaşlarına sor, “Böyle bir şey oldu mu?” Yok, hayal âlemindeler…

"Aramızda bir rekabet falan yok"
-Meseleye bir de öbür tarafından bakalım: 31 Mart seçimlerinde kimse tanımıyorken, -hatta bu yüzden çok eleştirildiğinizi hatırlıyorum- Ekrem İmamoğlu’nu adaylığa ikna eden sizdiniz. Yani aslında Kemal Kılıçdaroğlu kendi rakibini mi yarattı?

Eğer aramızdaki ilişkiyi rekabet ilişkisi olarak algılarsak hatayı orada yaparız. Aramızda bir rekabet falan yok. Ben genel başkanım, o İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Benim görevim farklı, onun görevi farklı. Benim söylemlerim farklı, onunkiler farklı. Dolayısıyla her birimiz kendi alanımızda başarılı olmak istiyoruz. Bu aynı zamanda güç birliğini, birlikte mücadele etmeyi gerektirir. Sadece İstanbul değil, Ankara, İzmir, Mersin, Antalya, Aydın da… O yüzden bir araya gelip, ortak politika belirliyoruz. Dolayısıyla kimse kimseye rakip değil, herkes kendisine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmek için çaba harcıyor. Bizim politikamız bu. İnsanlar farklı yorumlayabilirler. Eğer bir yarışsa belediye başkanları kendi aralarında yarışıyorlar. Güzel şeyler yapıyoruz. Bunlara tabii Erdoğan tahammül edemiyor.

-Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nureddin Nebati'yi izlerken aklınızdan ne geçiyor, gözlerine bakınca sizin de içiniz kıpır kıpır oluyor mu?

Toplumda şöyle bir algı var, bakanları sistem değişmeden önceki eski bakanlar gibi zannediyorlar. Orada büyük bir hata var. Bu bakanlar bağımsız iradeye sahip değil. Tek merkezden talimat alıp, onu uygulamakla görevli kişiler. Milli Eğitim Bakanı da, Sağlık Bakanı da, Hazine ve Maliye Bakanı da öyle. Yukarıyı memnun ediyorsa kendisi de mutlu, edemiyorsa mutsuz oluyor. Nebati’nin mutluluğunun sebebi yukarıyı mutlu etmek, temel görevini yerine getirmek. Sağlık Bakanı’nı hatırlayın, Erdoğan’a “Sizden izinsiz ben söyler miyim efendim” dediğini hatırlayın. Adı bakan ama eskisi gibi gücünü halktan, parlamentodan alan bakan değil, Erdoğan’ın atadığı kamu görevlileri… Ben bunları devlet memuru olarak tanımlıyorum bir anlamda, çünkü devlet memurlarının dokunulmazlık hakkı bunlar için de geçerli. Orada da ilgili amir izin vermediği sürece soruşturma açamaz biliyorsunuz. Sadece bunların dokunulmazlığı yaşam boyu sürüyor."

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
15
açık
Günün Anketi Tümü
Ali Koç mu? Aziz Yıldırım mı?
Ali Koç mu? Aziz Yıldırım mı?
Namaz Vakti 30 Nisan 2024
İmsak 04:18
Güneş 05:56
Öğle 13:06
İkindi 16:57
Akşam 20:06
Yatsı 21:38
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14