Fatih Karahan: Yüzde 24 olan yıl sonu enflasyon hedefimize ulaşacağız

TCMB Başkanı Fatih Karahan, AA New York Ofisinde açıklamaya yaparak, yıl sonu enflasyon hedefine ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacıklarını belirtti.

EKONOMİ 13.03.2025, 09:18
Fatih Karahan: Yüzde 24 olan yıl sonu enflasyon hedefimize ulaşacağız

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan'ın New York'taki temasları, yatırımcı kuruluşlarla yaptığı görüşmelerle devam ediyor.

Fatih Karahan, ABD'deki temasları sırasında Anadolu Ajansının (AA) New York Ofisini ziyaret etti.

Burada gündeme ilişkin soruları da yanıtlayan Karahan, son dönemde enflasyonda gerçekleşen gerilemenin baz etkilerinden ziyade sıkı para politikasının da etkisiyle ana eğilimdeki düşüşten kaynaklandığını değerlendirdiklerini söyledi.

ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Fatih Karahan'ın açıklamalarında öne çıkanlar şöyle sıralandı:

Yüzde 24 olan yıl sonu enflasyon hedefimize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Talep koşullarının dezenflasyon sürecini bozmasına izin vermeyeceğiz.Önümüzdeki dönemde de politika faizini belirlerken önceliğimiz dezenflasyon patikasının gerektirdiği sıkılığı sağlamak olacak.

Sıkı para politikası duruşunu devam ettireceklerini vurgulayan Karahan, enflasyondaki düşüşün devamı için talebin dezenflasyonist seviyelerde seyretmesinin son derece önemli olduğunu dile getirdi.

"Talep koşullarının dezenflasyon sürecini bozmasına izin vermeyeceğiz." diyen Karahan, bireysel kur korumalı mevduat hesaplarından Türk lirasına geçişin, dövize geçişe göre daha yüksek olduğuna dikkati çekti.

"ENFLASYON DÜŞENE KADAR SIKI PARA POLİTİKASINA DEVAM"

TCMB Başkanı Karahan, gelecek dönemde politika faizini belirlerken önceliğin dezenflasyon patikasının gerektirdiği sıkılığı sağlamak olacağına işaret ederek, "Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Karahan'ın enflasyonla mücadeleden para ve faiz politikasına, kur korumalı mevduattan Türk lirasına geçişten yabancı para kredilere kadar çeşitli konularda AA muhabirinin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

"ENFLASYONUN AYLIK ANA EĞİLİMİ AZALIYOR"

SORU: Ocak ayında enflasyon yüksek geldi ama şubatta yeniden düşüş gördük. Önümüzdeki dönemde enflasyon verilerini nasıl okumalıyız?

CEVAP: Yıllık enflasyon, Mayıs 2024'teki zirvesinden bu yana geriliyor. Dezenflasyon sürecinin ilk aylarında görülen düşüşün önemli bir kısmı, 2023 yazında yaşanan gelişmelerin oluşturduğu baz etkisinden kaynaklanıyordu. Bu dönemde politika faiziyle ilgili beklentileri daha sağlıklı yönlendirebilmek adına vurguyu aylık fiyat gelişmelerine çekmiştik. Bu doğrultuda, mevsimsellikten arındırılmış ana eğilim göstergelerinin son birkaç aylık trendine bakıyorduk. Geldiğimiz noktada enflasyondaki düşüşün, baz etkilerinden ziyade sıkı para politikasının da etkisiyle ana eğilimdeki düşüşten kaynaklandığını değerlendiriyoruz. Yılın kalanında da enflasyondaki düşüşte ana eğilimdeki iyileşme etkili olacak. Bunun yanı sıra mevsimsellikten arındırma yöntemlerinin salgın sonrası değişen mevsimselliği yakalayamadığı durumlar oluyor. Bunlar bir araya konulduğunda, ana eğilim göstergelerini bir önceki yılın aynı ayıyla kıyaslamanın daha sağlıklı olacağını değerlendiriyoruz.

Bu gözle şubat ayı ana eğilim göstergelerine baktığımızda, mevsimsellikten arındırılmış B endeksinin 2024 yılındaki yüzde 4,3 seviyesinden 2025 yılında yüzde 2,8 seviyesine ve C endeksinin de yüzde 3,7'den yüzde 2,4'e düştüğünü görüyoruz. Bilindiği üzere bu iki endeks ocak, şubat ve temmuz aylarında para politikasının etki alanı dışında kalan, geçici faktörlerin etkisiyle yükseliyor. Bu aylarda medyan ve SATRIM gibi dağılıma bağlı göstergeler, enflasyonun seyri konusunda daha iyi fikir verebiliyor. Medyan fiyat artışları, geçen sene ocak-şubat dönemindeki aylık ortalama yüzde 4,7'den bu sene aynı dönemde yüzde 2,1'e düştü. SATRIM'de de benzer bir düşüş gördük. Bütün bunları bir araya koyduğumuzda aylık ana eğilimin geçen seneden bu yana B ve C göstergelerinde üçte bir oranında, medyan ve SATRIM'de ise yarı yarıya kadar azaldığını görüyoruz.

"HEDEFİMİZE ULAŞMAK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ"

Enflasyon dinamiklerini anlamak açısından enflasyona alt kalem bazında bakmakta da fayda var. Yıllık enflasyon gelişmeleri bağlamında, mal enflasyonunun düşük seyrettiğini, hizmet tarafında ise katılıkların kırılmaya başlamakla birlikte seviyenin yüksek olduğunu değerlendiriyoruz. Burada zamana bağlı fiyat belirleme ve geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi yüksek olan kira ve eğitim kalemleri öne çıkıyor. Yıllık kira enflasyonu, geçen sene şubat ayında yüzde 121 iken bu sene yüzde 97'ye geldi. Bu kalemde hem seviye yüksek hem de dezenflasyon yavaş. Eğitimde de benzer şekilde sınırlı bir iyileşme gözlemliyoruz.

Öte yandan, hizmet grubunda para politikasına daha duyarlı kalemlerde belirgin bir iyileşme görüyoruz. Örneğin, lokanta ve otel enflasyonu yüzde 95’ten yüzde 46’ya geriledi. Bu da aslında parasal sıkılığın bu tip hizmet enflasyonunu düşürmekte etkili olduğunu gösteriyor.

Yüzde 24 olan yıl sonu enflasyon hedefimize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Sıkı para politikası duruşumuzu devam ettirerek enflasyonu yıl sonu hedeflerimizle uyumlu şekilde düşürmeye devam edeceğiz.

“TALEP KOŞULLARININ DEZENFLASYON SÜRECİNİ BOZMASINA İZİN YOK”

SORU: Geçen yılın dördüncü çeyreğinde talep güçlü geldi. Bu veri enflasyon görünümü için ne anlama geliyor?

CEVAP: Dördüncü çeyreğe ait milli gelir verileri açıklanmadan talep koşullarını anlayabilmek adına kartlı harcamalar, kredi büyümesi, perakende satış gibi verileri takip ediyorduk. Söz konusu veriler, dördüncü çeyrekte talebin bir miktar dirençli olmakla birlikte dezenflasyonist seviyelerde olduğunu gösteriyordu. Şubat sonunda açıklanan ilgili büyüme verisi, talebin bizim tahminimizden daha güçlü olduğunu gösterdi. Nitekim, son PPK karar metninde de bunu vurguladık. Enflasyondaki düşüşün devam etmesi için talebin dezenflasyonist seviyelerde seyretmesi son derece önemli. Bu doğrultuda ilk çeyreğe ait açıklanan verilere baktığımızda, perakende satışların ocak ayında gücünü koruduğunu, öte yandan taşıt ticareti ve toptan ticaret hacimlerinin gerilediğini görüyoruz. Kredi büyümesi, dördüncü çeyreğe göre daha ılımlı. Kartla yapılan harcama verileri, ocak ve şubat aylarında daha zayıf bir seyre işaret ediyor.

Dolayısıyla, ilk çeyreğe ilişkin mevcut talep göstergeleri, bir miktar belirsizlik içermekle birlikte tüketici harcamalarının bir önceki çeyrekte gözlenen artışın ardından daha ılımlı seyrettiğini ima ediyor. İlk çeyreğe ilişkin talep göstergelerinin birikmesiyle bu görünümü değerlendirmeye devam edeceğiz. Talep koşullarının dezenflasyon sürecini bozmasına izin vermeyeceğiz.

"KKM HESAP AÇMA VE YENİLEME İŞLEMLERİNİ SONLANDIRDIK"

SORU: Ocak ayında cari açıkta bir artış gördük. Para politikası metinlerinizde Türk lirasında reel değerlenme vurgusu yer almaya devam ediyor. 2025 yılı için Türk lirasında reel değerlenme ve cari açık görünümünü değerlendirebilir misiniz?

CEVAP: Cari denge gelişmelerine baktığımızda cari işlemler açığının milli gelire oranının sıkılaşma öncesindeki yüzde 5 seviyesinden 2024 yılı sonu itibarıyla yüzde 0,8’e gerilediğini görüyoruz. Son 20 yıllık dönemde cari açığın milli gelire oranının ortalama yüzde 3,7 olduğu düşünüldüğünde, yüzde 0,8 oranı tarihsel ortalamalara kıyasla oldukça düşük. Yakın dönem verileri ise 2025 yılında cari işlemler açığında bir miktar artışa işaret ediyor.

Cari dengeyi 2025 yılında etkileyebilecek faktörlere baktığımızda küresel ticarete ilişkin belirsizlikler, ihracat kaynaklı aşağı yönlü riskleri öne çıkarıyor. Tüketim malları ithalatında da son dönemde yüksek bir seyir gözlemledik. Bunlara rağmen, 2025 yılında da cari açığın milli gelire oranının, 2024 yılından yüksek olmakla birlikte, uzun dönem ortalamalarının belirgin olarak altında kalmasını bekliyoruz.

Reel değerlenme konusuna geldiğimizde, uyguladığımız para politikasının Türk lirasında reel değerlenmeye odaklı bir tasarımı yok. Döviz kurlarının seviyesine ya da değişimine ilişkin herhangi bir hedefimiz bulunmuyor. Para politikasındaki kararlı duruşumuz, Türk lirasına yönelik ilginin artmasını beraberinde getiriyor. Bu ilginin doğal bir sonucu olarak da bir yandan rezervlerimiz artarken bir yandan da kurda reel değerlenme oluyor.

Yakın dönem görünümünü değerlendirmek için yurt içi yerleşiklerin tercihlerine bakabiliriz. Son dönemde Türk lirası mevduat faizlerinde düşüş ve Türk lirası mevduat ile para piyasası fonlarının stopaj oranlarında artış oldu. Biz de "Kur Korumalı Mevduat"tan (KKM) çıkışı hızlandıran adımlar attık. Aralık 2024’te KKM hesaplarının getirilerini azaltan değişiklikler yaptık. Ocak ayında uzun vadeli hesapları kaldırdık ve son olarak şubatta tüzel kişilerin KKM hesap açma ve yenileme işlemlerini sonlandırdık. Tüm bu gelişmelere rağmen Türk lirasına olan ilginin sürdüğünü görüyoruz. Bireysel KKM hesaplarına baktığımızda, ocak ayında dövize dönüş oranı yüzde 10, Türk lirasında kalma oranı ise yüzde 25’lerdeydi. Şubat ayında bu oranlarda sınırlı bir değişim gözlendi. Dövize dönüş oranı yüzde 12, Türk lirasında kalma oranı ise yüzde 23 olarak gerçekleşti. Bu gelişmeler, vadesi gelen KKM hesaplarından Türk lirasına geçişin, dövize geçişe göre daha yüksek olduğunu gösteriyor.

"SIKI PARA POLİTİKASI DURUŞUMUZU SÜRDÜRECEĞİZ"

Bir kez daha vurgulamak isterim ki önümüzdeki dönemde de politika faizini belirlerken önceliğimiz dezenflasyon patikasının gerektirdiği sıkılığı sağlamak olacak. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Para politikasındaki kararlı duruşumuz, Türk lirasına yönelik ilgiyi destekleyecektir.

SORU: Yabancı para kredilerde ocak ayında büyüme sınırını yüzde 1'e indirmiştiniz. Mart ayının başında yeni bir düzenlemeyle bu sınır yüzde 0,5'e indirilip istisna kapsamı daraltıldı. Bu kararınızın nedeni nedir? Yeni düzenlemeyle yabancı para kredilerde istenen yavaşlama sağlandı mı?

CEVAP: Sıkı para politikası, amaçladığımız gibi Türk lirası kredi piyasasını sıkılaştırıyor ancak döviz kurundaki istikrarlı seyir nedeniyle yabancı para (YP) krediler, görece daha az maliyetli hale geliyor. Nitekim reel sektör, 2023 yıl sonundan itibaren bu yolla yaklaşık 50 milyar dolar finansman sağladı. Bu güçlü kredi büyümesi, parasal genişleme ve reel sektörün döviz pozisyonuna yönelik riskler oluşturuyor. Bunlara ilave olarak YP kredi artışı, finansal sistemde döviz likiditesine olan talebi artırıyor. Özellikle son dönemde bu durumun Döviz Tevdiat Hesabı (DTH) faizlerinde artışa sebep olduğunu ve mevduat dolarizasyonu riskini artırdığını gördük. Ocak ayında zaten YP kredi büyüme sınırını bir miktar daraltmıştık ancak ilk çeyrekte YP kredi artışının devam ettiğini ve bu artışın büyük ölçüde büyüme sınırlarından istisna tutulan kalemlerden geldiğini gördük. Bu gözlemler doğrultusunda da hem istisna alanlarını hem de YP kredilerinin büyüme sınırını daralttık.

Düzenleme sonrası henüz sınırlı veri akışı olduğundan bir şey söylemek için erken. Bu değişikliklerin parasal aktarım mekanizmasını güçlendireceğini ve makro finansal istikrar üzerindeki riskleri azaltacağını değerlendiriyoruz.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
2025/2026 Şampiyonu Kim Olur Sizce ?
Namaz Vakti 08 Kasım 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 29
2. Fenerbahçe 11 25
3. Trabzonspor 11 24
4. Samsunspor 11 20
5. Göztepe 11 19
6. Gaziantep FK 11 18
7. Beşiktaş 11 17
8. Konyaspor 11 14
9. Alanyaspor 11 14
10. Başakşehir FK 12 13
11. Çaykur Rizespor 11 13
12. Antalyaspor 11 13
13. Gençlerbirliği 12 11
14. Kocaelispor 11 11
15. Kasımpaşa 11 10
16. Kayserispor 11 9
17. Eyüpspor 11 8
18. Fatih Karagümrük 11 4
Takımlar O P
1. Bodrum FK 13 27
2. Esenler Erokspor 12 24
3. Pendikspor 12 23
4. Amed SK 12 23
5. Erzurumspor FK 12 22
6. Çorum FK 12 22
7. Van Spor FK 13 20
8. Iğdır FK 12 19
9. Boluspor 12 17
10. Bandırmaspor 12 17
11. Sakaryaspor 12 17
12. Serik Belediyespor 12 16
13. Sivasspor 12 14
14. Keçiörengücü 12 14
15. İstanbulspor 13 14
16. Sarıyer 13 11
17. Ümraniyespor 12 11
18. Manisa FK 12 10
19. Hatayspor 12 4
20. Adana Demirspor 12 1
Takımlar O P
1. Arsenal 10 25
2. Manchester City 10 19
3. Liverpool 10 18
4. Sunderland 10 18
5. Bournemouth 10 18
6. Tottenham 10 17
7. Chelsea 10 17
8. Manchester United 10 17
9. Crystal Palace 10 16
10. Brighton & Hove Albion 10 15
11. Aston Villa 10 15
12. Brentford 10 13
13. Newcastle United 10 12
14. Everton 10 12
15. Fulham 10 11
16. Leeds United 10 11
17. Burnley 10 10
18. West Ham United 10 7
19. Nottingham Forest 10 6
20. Wolverhampton 10 2
Takımlar O P
1. Real Madrid 11 30
2. Barcelona 11 25
3. Villarreal 11 23
4. Atletico Madrid 11 22
5. Real Betis 11 19
6. Espanyol 11 18
7. Getafe 11 17
8. Deportivo Alaves 11 15
9. Elche 12 15
10. Rayo Vallecano 11 14
11. Athletic Bilbao 11 14
12. Celta Vigo 11 13
13. Sevilla 11 13
14. Real Sociedad 12 13
15. Osasuna 11 11
16. Levante 11 9
17. Mallorca 11 9
18. Valencia 11 9
19. Real Oviedo 11 8
20. Girona 11 7