3. Dünya Savaşı'nın merkezi Ukrayna olabilir

Dünya genelinde artan gerilim ve çatışmalar 3. Dünya Savaşı endişelerini tetiklerken, küresel politikalar, güç dengeleri ve olası senaryolar üzerine yapılan analizler, dünyanın bu tehlikeli eşiğe ne kadar yakın olduğunu sorguluyor.

DÜNYA 25.08.2024, 16:23
3. Dünya Savaşı'nın merkezi Ukrayna olabilir

Çin’in önlenemeyen ekonomik yükselişi karşısında keskinleşen küresel jeoekonomik rekabetin, vekalet savaşlarının yaygınlaşmasını sağlayan faktörlerden biri olduğunu dile getiren Dr. Güler Kalay, “Rusya-Ukrayna Savaşını bu çerçevede değerlendirebiliriz ki olası III. Dünya Savaşı durumunda da savaşın merkezinin Ukrayna olma olasılığı yüksektir.” dedi.

Dr. Güler Kalay: “Türkiye’nin mevcut uluslararası savaş risklerinin arttığı ve kutuplaşmaların keskinleştiği bu ortamda çatışma önleyici diplomasi ve çatışma çözümü için arabuluculuk girişimleri son derece önemli.”

Üsküdar Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Güler Kalay, küresel jeopolitik gerginliklerin artmasının nedenlerini ve olası 3. Dünya Savaşı senaryolarını değerlendirdi.

3. Dünya Savaşı söylemleri ne zamandır var?

3. Dünya Savaşı söylemlerinin yeni olmadığına işaret eden Dr. Güler Kalay, “Soğuk Savaşın bitişi, her ne kadar mutlak barış beklentilerini en azından ilk on yıl için güçlendirmişse de 1990’lı yılların başından bu yana küresel sermaye hızla Asya-Pasifik’e doğru kaymaya başladı. Bunu en belirgin şekliyle Asya Kaplanlarının 1990’lı yıllardaki krizlerden yükselerek çıkmaları ve Çin’in önlenemeyen ekonomik yükselişinde görmek mümkün. Soğuk Savaş’ın galibi, yeni dünya düzeni söylemleriyle tek kutuplu dünya düzeninin sürekliliğini savunan ABD’nin küresel ekonomideki güç kaybı karşısında hegemonik gücünün sürdürülebilmesi için daha agresif ve proaktif bir dış politika yürütmeye başladığını görürüz. Bu, günümüzdeki vekalet savaşlarının da bir nedeni olmakla birlikte küresel sermayenin yön değiştirmesini durduramamıştır.” dedi.

NATO’nun öncelikli amacı Amerikan çıkarlarını korumak

“Günümüze gelirsek; 3. Dünya Savaşı söylemleri ve Rusya’nın Avrupa için giderek daha fazla tehdit oluşturduğu söylemleri, NATO’nun asıl misyonunun yeniden güçlendirilmesi çabalarını da yansıtmaktadır.” diyen Dr. Güler Kalay, aslında çokça dile getirildiği gibi NATO’nun öncelikli amacının Amerikan çıkarlarını korumak olduğunu, Avrupa’nın güvenlik tehdidi altında olduğu algısının NATO’nun Baltık ülkeleriyle gelen genişlemesini sağladığını ve Rusya’nın Baltık sınırının NATO’nun kontrolüne girdiğini anlattı.

Küresel jeoekonomik rekabet vekalet savaşlarının yaygınlaşmasını sağlıyor

Çin’in önlenemeyen ekonomik yükselişi karşısında keskinleşen küresel jeoekonomik rekabetin, vekalet savaşlarının yaygınlaşmasını sağlayan faktörlerden biri olduğunu dile getiren Dr. Güler Kalay, “Rusya-Ukrayna Savaşını bu çerçevede değerlendirebiliriz ki olası 3. Dünya Savaşı durumunda da savaşın merkezinin Ukrayna olma olasılığı yüksektir. Önceki dünya savaşlarına baktığımızda en belirgin nedenlerden biri sermaye paylaşımı sorunuyken diğerinin de Avrupa’nın güvenliği konusu olduğunu görürüz. Bu bağlamda Çin’in rakip hegemonik güç ve Rusya’nın uluslararası askeri ve siyasal güç olarak yükselişi karşısında Ukrayna bu her iki aktör için kilit nokta olabilmektedir. Elbette Çin’in arka bahçesi Tayvan’daki Batı yanlısı girişimler ve yaşanan siyasal krizler de bu senaryonun bir parçası olarak görülebilir.” diye konuştu.

Yeni Soğuk Savaş ve küresel güç rekabeti…

Küresel hegemonyanın mücadelesi yoğunlaştıkça, jeopolitik dinamiklerle birlikte bu dinamikleri yeniden şekillendirecek jeoekonomik projelerin de ortaya çıktığına işaret eden Dr. Güler Kalay, “Çin’in Kuşak Yol Projesi karşısında ABD-Hindistan projesi olan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) küresel rekabetin bir parçası. Yeni Soğuk Savaş ve küresel güç rekabetinin yarattığı jeoekonomik konjonktürde, ‘koridor savaşlarının’ bu projelerin jeopolitik konumu ve ölçeği nedeniyle küresel hegemonya rekabetinin bir parçası haline geldiğini görmekteyiz.” dedi.

3. Dünya Savaşı’nın başlangıç noktası…

Bu bağlamda kollektif Batı’nın öncelikli hedefinin Rusya ve güvenlik algıları olarak görünse de asıl hedefin Çin ile ABD arasındaki hegemonya yarış olduğuna dikkat çeken Dr. Güler Kalay, “Amerikan hegemonyasını sona erdirmesi beklenen Çin hegemonyasının yükselişi karşısında Batı sermayesi varoluşsal bir mücadele veriyor. Ukrayna Batı’nın doğuya açılan ilk kapısı dolayısıyla zayıf bir Rusya ve Çin’in çevrelenmesi senaryolarıyla desteklenen Ukrayna, bu yarışın merkezi olduğu gibi III. Dünya Savaşı olasılığında büyük ihtimalle başlangıç noktası da olacaktır.” şeklinde konuştu.

Avrupa için ‘Rus tehdidi’ söylemleri bir algı yaratma çabalarının yansıması

Rusya-Ukrayna savaşına dolaylı olarak daha fazla oyuncunun katılmaya başladığını da kaydeden Dr. Güler Kalay, “Avrupa için ‘Rus tehdidi’ söylemleri Avrupa’da güvenlik konusunda bir algı yaratma çabalarının yansıması olduğunu düşünüyorum. Bu NATO’nun buradaki savaşa kısmen veya doğrudan katılımının gerekçesini yaratacaktır. Başta ABD olmak üzere AB ülkelerinin Ukrayna’ya doğrudan desteğine rağmen Rusya’nın aleyhine bir sonuca ulaşılamıyor. Bununla birlikte 2 yılı aşkın bir süredir devam eden savaşın maliyeti ve yükü Rusya için daha da ağırlaştıkça küresel kutuplaşma daha da artıyor. Her ne kadar Batı için amaç dünya hidrokarbon kaynaklarının büyük kısmına sahip olan ayrıca Kuzey Kutbundaki yeni yeraltı kaynaklarında büyük bir pay sahibi olan Rusya’nın Post-Sovyet coğrafyası başta olmak bölgesinde artan askeri ve siyasi gücünü durdurmak gibi görünse de öncelikli hedefin Çin’in küresel ekonomideki yükselişi ve küresel sermayenin değişen jeoekonomik koşullarını yönlendirebilmek olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

Rusya ve Çin arasındaki ittifak güçleniyor

Rusya-Ukrayna savaşındaki uzlaşma ne kadar engellenirse Rusya ve Çin arasındaki ittifakın da aynı oranda güçlendiğini belirten Dr. Güler Kalay, şöyle devam etti:

“Rusya’nın Asya-Pasifik’e kayan küresel sermayeye entegrasyonu da yine bu paralelde artıyor. Rusya-Çin ittifakına İran da önemli bir güç olarak dahil oluyor ve bölgedeki Moskova-Pekin-Tahran yeni ekonomik koridorların doğrudan sahibi ve denetleyicisi haline geliyor. Buna karşılık Amerikan-Hindistan ticari ortaklığı önemli bir alternatif proje olarak karşımıza çıksa da Batı sermayedarları için yeterli değil. Bu doğrultuda Doğu Akdeniz’in önemi artıyor. Burada Amerikan’ın desteğindeki İsrail saldırgan bir dış politikayla yeni çatışmaları körüklemekte ve dolaylı olarak Amerikan’ın Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’e yeniden dönüşünü sağlamaktadır.”

Olası küresel savaş önlenebilir mi?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın olası 3. Dünya Savaşı söylemlerinin mevcut konjonktürde artan rekabetin ve vekalet savaşlarının topyekûn bir küresel çatışmaya dönüşme riskini işaret ettiğini ifade eden Dr. Güler Kalay, “Ukrayna-Rusya savaşının artık iki taraf arasındaki bir çatışmadan çıkıp daha fazla uluslararası oyuncunun müdahil olduğu geniş çaplı bir savaşa dönüşmesi, olası III. Dünya Savaşının merkezinin yine Avrupa olacağını göstermektedir. Aslında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ‘savaş söylemleri ciddiye alınmalıdır’ sözünün mevcut konjonktürde artan küresel rekabetin yönetilebilir ve yönlendirilebilir aşamada olduğunu ve olası küresel savaşın önlenebilirliği için bir uyarı niteliğinde okunması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

Yeni vekalet savaşları önleyici diplomasiyi de zora sokabilir

Dr. Güler Kalay, Rusya-Çin-İran iş birliği konusundaki görüşlerini de şöyle açıkladı:

“Bununla birlikte Rusya-Çin-İran iş birliğinin Kuzey Kore, Vietnam yönünde genişlemesi; BRICS’in artan etkisini dikkate aldığımızda Amerikan, hegemonyasını sürdürebilmesi ve büyük oranda savaş sanayine bağlı ekonomisinin güçlenebilmesi için mevcut çatışmaların sürmesini ve / veya yeni çatışma bölgelerinin oluşmasını dolaylı veya doğrudan destekleyebilir. Bolivya’daki son darbe girişimi de Latin Amerika Ülkelerinin BRICS’e artan ilgilerini de hedef aldığı açıktır. Önümüzdeki Amerikan seçimleri III. Dünya Savaşı söylemlerinin ne yönde şekilleneceğinde de belirleyici olabilir. Amerikan silah sanayiinin doğrudan desteklediği Biden’ın sert dış politikasına karşılık Trump’ın ılımlı dış politikası uluslararası ilişkilere de etki edecektir. Doğrudan bir III. Dünya Savaşı değil belki ama yeni vekalet savaşları ve jeoekonomik rekabette ‘koridor savaşları’ önleyici diplomasiyi de zora sokabilecek boyutlara ulaşabilir.”

Türkiye'nin arabuluculuk yoluyla barışın inşasında oynayabileceği kritik rol…

“Türkiye’nin mevcut uluslararası savaş risklerinin arttığı ve kutuplaşmaların keskinleştiği bu ortamda çatışma önleyici diplomasi ve çatışma çözümü için arabuluculuk girişimleri son derece önemlidir.” diyen Dr. Güler Kalay, şöyle devam etti:

“Küresel güç rekabetinin keskinleştiği jeoekonomik konjonktürde, ‘koridor savaşları’ sadece küresel ticaret açısından bir güvenlik problemi yaratmıyor; bununla birlikte bu projeler, jeopolitik konumu nedeniyle küresel hegemonya rekabetinin bir parçası haline geliyor.

Türkiye'nin bu rekabet ortamında ‘ticaret diplomasisi’ yoluyla oynayacağı ulusal ve uluslararası rol, aynı zamanda çatışma önleyici diplomasiyi de kapsayabilir. Türkiye’nin Orta Koridor ve Zengezur Koridoruna yönelik bağlantı stratejisi gerek bölgesel gerek küresel sürdürülebilir barışın inşası için büyük etkileri olabilir. Bu açıdan Türkiye, yakın gelecekte küresel etki yaratabilen bir bölgesel aktör olarak daha fazla dikkat çekebilir.” 

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
2025/2026 Şampiyonu Kim Olur Sizce ?
Namaz Vakti 20 Aralık 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Kocaelispor 17 23
9. Başakşehir FK 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 17 17
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 17 15
16. Kayserispor 17 15
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Esenler Erokspor 18 33
3. Pendikspor 17 33
4. Bodrum FK 17 31
5. Erzurumspor FK 18 30
6. Iğdır FK 18 30
7. Çorum FK 17 29
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 18 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sivasspor 18 22
13. Sakaryaspor 17 22
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Sarıyer 18 18
18. Ümraniyespor 17 18
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Manchester United 16 26
7. Liverpool 16 26
8. Sunderland 16 26
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Bournemouth 16 21
14. Fulham 16 20
15. Brentford 16 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 17 18
15. Real Sociedad 16 16
16. Valencia 17 16
17. Osasuna 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9