Türkiye Ekspres Haber | Son Dakika | Güncel Haberin Adresi

Fazıl Say, Dersim’de konser verdi: Zazaca eser seslendirildi

KÜLTÜR SANAT

Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ve Serenad Bağcan, Dersim’in Ovacık (Pulur) ilçesinde verdiği konserde ilk kez Kırmancki (Zazaca) bir eseri seslendirdi.

Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ve Mezzosoprano Serenad Bağcan, Munzur Nehri üzerinde arıtma tesisi kurulması amacıyla Ovacık (Pulur) ilçesinde ücretsiz konser verdi. Konsere, Dersim’in yanı sıra çevre illerden de çok sayıda vatandaş katıldı.

Ovacık'ta Munzur Nehri kıyısında düzenlenen dinletinin açılış konuşmasını yapan Kırmancki (Zazaca) ve Kurmanci selamlayarak başlayan Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Munzur Baba ziyareti ve Munzur suyunun korunmasını istedi.

Dinleti öncesinde kısa bir konuşma yapan piyanist Fazıl Say, "Ben ilk kez geliyorum Tunceli'ye, Ovacık'a, Dersim'e diyelim. Ama bu yöreden, bu diyardan çok insanla tanıştım ve hep aydın insanlardı. Dersimlilerin ne kadar çok kitap okuduğunu, ne kadar aydın insan olduğunu bilmenin gururu içindeyim" şeklinde konuştu.

Konsere binlerce kişi katıldı

Konuşmasının ardından ünlü şairlerin şiirlerinin yanı sıra babası Ahmet Say için yazdığı eseri de piyano ile çalan Say izleyicilerden büyük alkış aldı. Serenad Bağcan da "Dersim Dört Dağ İçinde" türküsü ile Kırmancki (Zazaca)  ‘Fadike’ parçasını seslendirmesi dinleyicilerden yoğun alkış aldı.

Konser öncesi çok sayıda vatandaş, ünlü piyanist Say ile fotoğraf çektirmek için kuyruklar oluşturdu.

Ünlü sanatçıların Dersim’de ilk kez konser vermesi ve Kırmancki bir eseri seslendirmesi Dersimliler tarafından sevinçle karşılandı.

Dersim’de verilen konserin kendilerini mutlu ettiğini belirten Cemal Akbayın, “Konser çok güzeldi çünkü kendi dilimizde de söylediler Türkçe de söylediler. Birçok ilden insan buraya geldi her şey çok güzeldi” dedi.

Naciye Turan, “Herkes çok sevindi, bu dağların arasında bu Munzur nehri kıyısında konser verilmesi çok güzeldi. Burası böyle bir konser görmedi bu yüzden çok mutlu olduk. Biz de geldik Fazıl Say ve Serenad Bağcan’ı dinledik çok sevindik ”şeklinde konuştu.

Fazıl Say ve Serenad Bağcan’ın konseri için Erzincan’dan gelen Hacer Tuysuz, “Erzincan’dan birkaç aile toplanarak Fazıl Say ve Serenad Bağcan konseri için buraya geldik. Dünyanın dinlediği bir insan  ayağımıza gelmişken kaçırmamamız lazımdı, yapılan iş çok güzeldi ücretsiz halk konseri olması da güzeldi biz çok büyük keyif aldık ”şeklinde konuştu.

Ela Başak, “Ben Fazıl Say’ı çok seviyorum ve ilk kez konserine geliyorum. Onun gibi piyano çalmak istiyorum, çok  sevdiğim bir sanatçı şükürler olsun ki konserine geldim” dedi.

Fazıl Say Kimdir ?

14 Ocak 1970 yılında Ankara'da doğdu.Yazar ve müzikolog Ahmet Say'ın oğludur.

Üç yaşındayken obuacı Ali Kemal Kaya ile ritmik jimnastik ve işitme alıştırmalarına başlayan Fazıl Say, bir yıl sonra Mithat Fenmen’den aldığı piyano dersleriyle sevgiyi de içeren bir öğrenim sürecine girmiştir. Fenmen’le sekiz yıl süren bu dönem, piyano, solfej ve teorinin yanı sıra, besteciliğe özendirme çalışmalarını ve konser podyumlarına ısındırma amaçlı küçük dinletileri kapsar.

Mithat Fenmen’in 1982 yılında vefat etmesi üzerine Ankara Devlet Konservatuarı'na giren Fazıl Say, 'Özel Statü' olarak nitelenen hızlandırılmış yoğun eğitim çerçevesinde Kamuran Gündemir ile piyano, İlhan Baran ile kompozisyon çalışmıştır. Gündemir, yorum kavrayışı gerektiren yapıtlar üzerinde üst düzey bir değerlendirme ortamı yaratarak öğrencisini yetiştirmiş, İlhan Baran ise ona kompozisyon eğitiminin temeli olan teknik donanımları kazandırmıştır. Donanımların başlıcaları armoni, kontrpuan, form bilgisi, analiz, enstrümantasyon, orkestrasyon, antik modlar, Türm Müziği makamsal ve ritmik sistemleri, caz armonisi ve stil araştırmalarıdır. İlhan Baran, ayrıca çağdaş müzik stilleri çalışması için Ertuğrul Oğuz Fırat'dan yararlanılmasını istemiş ve Fazıl Say, üç yıl Fırat'dan ders almıştır.

1987 yılında konservatuarı bitiren genç piyanist, Almanya’nın DAAD bursuyla bu ülkeye gitmiş, Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda ABD'li piyanist David Levine'in öğrencisi olmuştur. Dünyanın önde gelen Schubert yorumcularından olan Levine, "Yaratıcı Yorumculuk" açısından örnek bir piyanisttir. Fazıl Say, piyanist kimliğiyle onu örnek almıştır.

1991 yılında 'Konser Piyanisti' diplomasını alan besteci, Berlin'e yerleşerek profesyonel müzik yaşamına atılmıştır. Uluslararası ilk başarısı, Avrupa Birliği’nin düzenlediği Avrupa Piyano Yarışması’nda kazandığı ödüldür (1991). Aynı yıl Berlin Senfoni Orkestrası'nın kendisine sipariş ettiği konçerto, bu orkestranın eşliğinde kemancı Götz Bernau ve bestecinin solistliğinde dünya prömiyeri olarak seslendirilmiştir. Fazıl Say'ın 1991 – 1995 yılları arasında Almanya’da verdiği konser ve resitaller üzerine basında yayınlanan yazılar, bir kitap oluşturacak sayıdadır.

1994 yılı, piyanist ve bestecimizin kariyerinde dönüm noktasıdır: Genç konser artistleri Avrupa Yarışması'nda birinci olduktan sonra, New York'da yapılan kıtalararası yarışmada dünya birinciliğini almış; Radio France Beracasa Vakfı, Paul A. Fish Vakfı, Boston Metamorphos Orkestrası, M. Clairmont Vakfı gibi kuruluşların ödülleriyle onurlandırılması, kariyerini New York’da sürdürmesini sağlamıştır.

1995 yılından günümüze uzanan süreç içinde tırmanışını sürdüren Fazıl Say, Fransa ağırlıkta olmak üzere Avrupa ülkelerinde ve beş kıtada etkinliklerini sürdürmekte, günümüzün önde gelen şef ve orkestralarının eşliğinde konserler vermekte, ünlü salonlarda resitaller sunmaktadır.

Besteciliği üzerine öncelikle söylenmesi gereken, yazdığı piyano yapıtlarını daha sonra orkestra yapıtlarına dönüştürmesidir. Bu nedenle konçertolarının sayısı giderek artmaktadır.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.