Türkiye Ekspres Haber | Son Dakika | Güncel Haberin Adresi

EMPATİ VE KAHVE

KÜLTÜR SANAT

Kahve zihinsel aktiviteyi artırır, bunu kendimden biliyorum. Derin bir soluk alıp pencereden dışarı baktığınızda, dışarıdaki dünyayı daha iyi gözlemle şansın olur, insanları daha iyi anlamak o zaman mümkün olabilir. Kahvenin kokusu adeta yeniden düşünme olanağı verir insana.

Başkasını anlamak, onun penceresinden dünyaya ve kavramlara bakmak pek kolay bir iş değildir. Çünkü her insanın hayata bakış açısı, kavrayışı, duyguları kendine özgüdür. Bu farklılık aynı zamanda zenginliktir ve hayatı farklı renklere boyamak için elimizde tuttuğumuz bir fırçadır.

 “Hayatı herkes kendi baktığı pencereden görüyor, keşke komşunun penceresinden de bakabilsek…” Evet, alışkanlıklar, çoğu zaman kalıplara dönüşür. Kalıplar düşüncelerimizi biçimlendirir ve onların dışına çıkmayı, konfor alanımızı değiştirmeyi pek istemeyiz. Alışkanlıklarımızın olması da pek doğal. Nihayetinde tekrar, insana kolaylık sağlıyor ve ayrıca bir mecrada düşünmesine gerek kalmıyor. Ne zamanki konfor alanımızın dışına çıksak, çıkmak zorunda kalsak o zaman ezberlerimiz bozuluyor, yeni bir dile, yeni bir kavram setine ihtiyaç duyuyoruz.

“İyi insan” olmak, her kesin felsefesinde ne kadar ağırlık oluşturuyor? Yine de dünyada insanlığın biriktirdiği önemli değerlerin içinde “iyilik” evrensel bir ilke olarak durmaktadır. “İyi insanlar yaşamak için kurala ihtiyaç duymaz çünkü onlar empati ile yaşarlar,” sözü fazlaca bir retorik içeriyor. Hayat çoğu kez öğreticidir, başka insanları anlamadan hayatı da tam olarak anlamak imkânsız gibidir.

Empati, güçlü bir iletişim aracı olarak da öne çıkar. İnsanlar arasındaki etkileşimlerde, karşılıklı anlayış ve duygusal bağ kurma sürecini kolaylaştırır. Empatik bir davranış sergilemek, karşılıklı saygıyı artırabilir ve güven ortamını güçlendirebilir. İletişimin iyi olması yaşamı kolaylaştırır, iletişimin iyi olması insanların birbirlerini daha doğru anlamalarına ortam oluşturur.

 Önyargı, iletişimin önündeki temel engellerin başında gelir. İnsanın ezberleri ve kalıpları insanda önyargı gelişmesine neden olmaktadır. Yalnızca bulunduğu ortamın gözüyle bakmak, yanıltıcı olabilir.

İnsanın daha geniş bakması,  liderlik ve yöneticilik alanında da kritik bir rol oynar. Bir lider, ekibiyle empatik bir bağ kurabildiğinde, çalışanların motivasyonunu artırabilir ve işbirliği ruhunu güçlendirebilir. Aynı zamanda, iş yerindeki çatışmaların çözümünde empati kullanmak, olumlu sonuçlar doğurabilir. Ancak, empati sadece pozitif etkileri olan bir kavram değildir. Aşırı empati, kişinin kendi ihtiyaçlarını ihmal etmesine ve duygusal yıpranmaya neden olabilir. Bu nedenle, sağlıklı bir denge kurmak önemlidir. Empatiyi geliştirmek için ise aktif dinleme, duygusal ifadeyi anlama ve başkalarının perspektifini değerlendirme gibi becerilerin üzerinde çalışmak önemlidir.

Empati, kültürel farklılıkları anlama ve toleransı artırma konusunda da etkilidir. Farklı kültürlerden gelen bireyler arasındaki anlayışı güçlendirebilir ve toplumsal birlikteliği destekleyebilir. Kaldı ki artık iletişim yoğun bu çağda, dünyada olup biten her şeyi görebiliyoruz ve anında tepki verme olanağına sahibiz. Sosyal medya üzerinden insan yeni bir dünyanın kapılarını açmış durumda.

Empati, insanların birbirleriyle daha derin bağlar kurmalarına ve toplum içinde daha anlayışlı bir atmosfer oluşturmalarına yardımcı olan güçlü bir araçtır. Empati, insanlar arasındaki ilişkilerin temel bir bileşeni olarak kabul edilir. İnsan doğası, empati yeteneği sayesinde başkalarının duygularını anlama ve paylaşma kapasitesine sahiptir. Bu, insanları birbirine bağlayan, güven oluşturan ve toplumsal ilişkileri derinleştiren bir özelliktir.

Empati, insanlar arasında anlayışı artırarak hoşgörüyü güçlendirir. Karşılıklı empati, insanların birbirlerinin duygusal durumlarını daha iyi anlamalarına ve karşılaştıkları zorluklara daha etkili bir şekilde destek olmalarına olanak tanır. Dünya insanoğlunun ortak evidir. Bu evin içinde insanlık ailesi bulunur; çatışmalar yerine daha sağlıklı bir dil ile konuşulabilir.

Bazı olaylar üzerinden duygudaşlık duygumuzu test edebiliriz. Örneğin bugün Filistin’de olup bitenler, çocuk ve sivil ölümleri empati duygumuzu yitirdiğimize dair önemli bir göstergedir.  Benzer durumlarda insani kimliğimizin harekete geçmesi “doğal” olanıdır. İnsanın “kendine yabancılaşması”, tarih boyunca yaşanan bir dramdır. Bu dramın sürekli tekrarlıyor olması üzerinde düşünülmesi gereken anakronik bir sorundur.

Müzik, resim, mimari, sinema, tiyatro gibi evrensel dil kolajlarımız var: bu dil olanaklarını diri tutmak ve bunun üzerinden iletişmek işimizi kolaylaştırabilir. İnsan için “ortak iyi”nin varlığı önemlidir. Üç aşağı beş yukarı herkes bu ortak pozitif kavramlar konusunda anlaşabilir. Mesele, çözüm odaklı düşünebilmektir.

Kahveye geri dönersek, önce hatırından yola çıkılmalı belki de. Bebeklerin dili ne kadar evrensel bir dilse, kahve kokusu da evrensel bir iletişim kanalıdır. İyisi mi biz kahvelerimizi yudumlarken, kavramlar konusunda yeniden düşünelim.

Ferman SALMIŞ

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.