Türkiye Ekspres Haber | Son Dakika | Güncel Haberin Adresi

Çevrim içi dijital platformlar da vizyona giren filmler

KÜLTÜR SANAT

Birbirinden farklı filmlere ev sahipliği yapan sinema salonları farklı türlerden merakla beklenen yerli ve yabancı filmleri sinemaseverlerin beğenisine sunarken çevrim içi dijital platformlar da vizyona girememiş en yeni filmleri izleyiciyle buluşturmaya devam ediyor.

Vizyonda yer alan filmlerin yanı sıra, "Ambulans", "Neşeli Kanatlar: Büyük Göç", "Orman Vatandır: Çanakkale Ruhu" ve "Paralel Anneler" gibi filmler bu hafta vizyonda kendine yer buluyor.

1- Ambulans

Bu hafta sinemalarda izleyebileceğiniz filmlerden biri olan Ambulance adlı bu film; karısının ameliyatı için paraya ihtiyacı olan eski asker bir adamın, birçok suça bulaşmış evlatlık erkek kardeşiyle birlikte kalkıştıkları banka soygununun beklenmedik bir şekilde gelişmesi sonrası yaşananları konu ediniyor.

2005 yılı Danimarka yapımı aynı adlı gerilim filminden yeniden uyarlanan filmde; madalyalı gazi Will Sharp, karısının tedavi masraflarını karşılamak için paraya sıkışınca yardım istememesi gerektiğini bildiği birinden yani evlatlık erkek kardeşi Danny'den yardım ister.

Karizmatik, azılı bir suçlu olan Danny, yardım yerine kendisine bir soygun teklif eder; Los Angeles tarihinin en büyük banka soygunu planında ele geçirmeyi hedefledikleri miktar otuz iki milyon dolardır.

Will, karısının hayatı tehlikede olduğu için bu teklife hayır diyemez, ama kaçış planları son derece ters gidince, çaresiz kardeşler, içinde hayata tutunmaya çalışan yaralı bir polis ve başarılı bir acil yardım görevlisi olan Cam Thompson'ın da bulunduğu bir ambulansı kaçırırlar.

Will ve Danny'nin, hiç durmayan yüksek hızlı bir kovalamacada tüm şehre yayılan geniş kapsamlı bir polis müdahalesinden paçayı sıyırmaları, rehinelerini hayatta tutmaları, bir şekilde birbirlerini öldürmemeleri ve bu arada da Los Angeles'ta görülen en çılgın kaçışı gerçekleştirmeleri gerekir.

2 - Aşkımın Sonbaharı

Japonya'da Shueisha tarafından yayımlanan, Keiichi Uyama imzalı aynı adlı çok satan romandan uyarlanan ve Netflix'in Japonya Yapımı Kitaplardan Uyarlanan Romantik Filmler kategorisinde bu hafta gösterime giren Love Like the Falling Petals (My Dearest, Like a Cherry Blossom) adlı bu filmde; gelecek vadeden genç bir fotoğrafçı, hayat dolu bir kuaföre âşık olur, ancak birlikte gelecek planları yaparlarken kaderin bir cilvesi her şeyi değiştirir.

Kiraz çiçeklerinin geçiciliğine ve güzelliğine atıfta bulunan bu aşkın öyküsünde umut vadeden bir fotoğrafçı olan Haruto, saç stilisti Misaki'ye sırılsıklam âşık olur.

Nihayet cesaretini toplayıp ona çıkma teklifi etmesiyle genç çift mutluluğa kavuştuklarını düşünür.

Ta ki Misaki gözlerinin önünde hızla yaşlanmasına neden olan ender bir hastalığa yakalanana kadar.

3 - Biz Veda Etmeyiz

Birbirine zıt yaşamları olan işkolik bir mimar ile tutkulu bir sanatçının nefes kesici Peru'da şans eseri tanışmaları, her ikisinin de hayata bakış açısını değiştirir.

İşkolik Salvador, ailesinin oteller zinciri için yeni bir otel yapmak üzere İspanya'dan muhteşem güzellikteki Peru'ya gönderilir.

Burada tanıştığı tutkulu sanatçı Ariana ona Cuzco'da geçirdiği her anın keyfini çıkarmayı öğretir.

4 - Derin Sular

Patricia Highsmith'in aynı ismi taşıyan romanından uyarlanan ve Amazon Prime Video Türkiye'nin yayın kuşağında gösterime giren Deep Water adlı bu psikolojik gerilim türündeki film; evlilikleri kırgınlık, kıskançlık ve güvensizliğin ağırlığı altında çökmekte olan varlıklı bir New Orleans çiftini kadrajına alıyor.

Vic Van Allen ve Melinda Van Allen, Louisiana kentinin küçük bir kasabası olan Little Wesley'de kızlarıyla birlikte yaşayan bir çifttir.

Vic, insansız hava araçlarında kullanılan çipi icat etmiş olan zengin bir adamdır, yani bir nevi katil hava araçları aracılığıyla zengin olmuştur.

Melinda ise neredeyse ölümcül bir seviyede şehvete sahip güzel bir kadındır, ancak robotlara öldürmeyi öğreten bir adamın nasıl bu kadar sıkıcı ve iyi bir insan olduğunu anlamadığından dolayı, Vic'den nefret etmektedir.

Vic ise böylesine azgın bir kadının nasıl duygusuz ve sert olduğuna anlam verememektedir.

Uzun süredir yaşadıkları sıkıntı, aralarındaki sevginin de giderek azalmasına neden olur.

Karşılıklı kışkırtmaları ve akıl oyunlarıyla geçen hayatlarında, Melinda'nın evlilik dışı birliktelikleri olsa da boşanma ikisinin de düşünceleri arasında yoktur, çünkü halihazırda kırılgan olan evlilikleri aralarında yaptıkları riskli bir anlaşma buna engel olmaktadır.

Ancak evliliğini sürdürebilmek adına eşi Melinda'nın başkalarıyla görüşmesine ses çıkarmayan Vic'in, Melinda'nın ilişki içerisinde olduğu birinin öldürülmesiyle kendini katil zanlısı pozisyonunda bulur ve çift için işler hızla ölümcül bir kedi-fare oyununa dönüşür.

Deep Water, Adrian Lyne'in 2002 tarihinde yaptığı son filmi olan "Unfaithful" sonrası verdiği yirmi senelik aradan geri döndüğünü göstermesi amacıyla, yönetmenin hayatında oldukça önemli bir noktaya sahiptir.

Bunun yanı sıra yapım, Disney'in yirmi sekiz yıl önce yaptığı "Color of Night" filminden beri ilk erotik yapımıdır.

5 - Düşeş

Netflix'in Sosyal Konulu Dramatik Gerilim Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren Windfall adlı bu ezber bozan sürükleyici filmde; varlıklı bir çift, yazlıklarına geldiğinde evde soygun yapan bir hırsızla karşılaşır.

Hitchcock tarzı bu gerilim filminde bir adam, bir milyarderin boş yazlık evine izinsiz girer, ancak kibirli iş adamı ve genç eşi son anda planladıkları bir kaçamak için çıkagelince durum kontrolden çıkar.

Teknoloji milyarderi soyguncuya para verip polis çağırmayarak olayı büyütmemeyi kabul eder, ancak hırsız bir kameranın kendisini kaydettiğini fark edince adamı ve eşini evin saunasına kilitler.

Bazıları filmi biraz sıradan bulabilir; çok fazla konuşma var ve sabırlı olma havasında değilseniz bu sizi zorlayabilir, ama her şeye rağmen karakterlerin ilginç ruh halleri ve karmaşık ilişkilieri filmi sonuna kadar sürükler.

6 - Evrim

MUBI'nin yayın kuşağında gösterime giren Evolution adlı bu filmde; üç farklı kuşaktan olan karakterler, Holokost, hafıza ve zamanın geçişi ile karşı karşıya kalır.

"Beyaz Tanrı" ve "Bir Kadının Parçaları" gibi iddialı yapımlarıyla tanıdığımız Macar yönetmen Kornél Mundruczó'nun yeni filmi, Auschwitz'de başlayıp 1990'larda Budapeşte'ye uzanıyor, oradan günümüze, Berlin'e bağlanıyor.

Kesintisiz planlarla üç ayrı dönemi birleştiren Mundruczó, geçmişle yüzleşmeye dair duygusal ve estetik olarak seyirciye meydan okuyan bir deneyim tasarlıyor.

7 - Neşeli Kanatlar: Büyük Göç

Bu hafta sinemalarda izleyeceğiniz filmlerden biri olan Duck Duck Goose adlı bu film; yaramaz bir kaz ile iki ördek yavrusu arasında yaşananları konu ediyor.

Tüylerine hayranlık duyan Peng, tüm zamanını yaklaşan göç için pratik yaparak geçiren bir kazdır.

Herkesten daha iyi olduğunu düşünen Peng, yüksek hızlarda çılgın hareketler yapmaya çalışırken birçok kazaya da neden olur.

Bir gün yere oldukça yakın bir şekilde uçarken, Chao ve Chi adında iki ördek yavrusuna çarpar.

Ördeklerin sürüden ayrılmasına neden olan Peng, onlarla ilgilenmek zorunda kalır.

Başlarda bu durumdan rahatsız olsa da zamanla yavru ördeklerle arasında beklenmedik bir bağ kuran Peng, Chao ve Chi sayesinde koşulsuz sevginin ne demek olduğunu öğrenir.

8 - Orman Vatandır: Çanakkale Ruhu

Vatan nedir gerçekten; sadece insan mı, toprak mı, suyu, kuşu, canlısı, ağacı, ormanıyla her şey vatan sayılmaz mı?

Çanakkale'deki cephe bölgelerimiz savaş döneminde, günümüzdeki gibi geniş ormanlarla kaplı bir alan değilmiş, ama az sayıdaki ağaçlar yine de birçok anıya şahitlik etmiş.

Tarih boyunca bu değerleri savunmak için çok çetin savaşlar verilmiş, bu savaşlardan olan Çanakkale deniz ve kara savaşları milli şuurumuzun en önemli nişanelerinden biri olmuştur.

Çanakkale kahramanımız Koca Seyit'in köyünde ormancılık yaptığını çoğumuz bilmez.

Yalnız Çam'ın ülkemizden Avustralya'ya, oradan da tekrar ülkemize uzanan hikâyesinin altında yatan dramatik olay da yine az bilinen bir konudur.

Çanakkale savaşlarında yaşananlar, kahramanlıklar, verdiğimiz şehitler, az bilinen hikâyeler, savaş yıllarında vatanı güzelleştirmek, düşmanlara "bizim bu yurttan gitmeye niyetimiz yok" demek için sarf edilen ormanlaştırma çalışmaları ve günümüze kadar ormanlarımızı, yani yeşil vatanımızı yangına karşı savunan kahraman ormancılar "Orman Vatandır: Çanakkale Ruhu" adlı bu belgeselin konusudur.

Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü'nün desteklediği, yönetmenliğini Mehmet Balaban'ın, yapımcılığını Aydın Baran ve Tamer Yiğit'in üstlendiği, bu hafta sinemalarda izleyebileceğiniz yapımlardan biri olan Orman Vatandır: Çanakkale Ruhu adlı bu film; Çanakkale Savaşları'nda yaşananlar ve kahramanca mücadeleleri anlatıyor.

Çanakkale'nin Son Şehidi Talat Göktepe'den ilham alan bu yapımda Çanakkale'de ağaçlarla ilgili anılara, az bilinen bir hikâye olan Yalnız Çam hikâyesine, Çanakkale'de anıtı olan tek sivil Talat Göktepe'nin hayatına ve yurdun dört bir yanında yapılan ormanlaştırma faaliyetlerine de değiniyor.

Film; 1994 yılında yaşanan orman yangınında hayatını kaybeden Bölge Müdürü Talat Göktepe'nin daha kapsamlı anlatıldığı ve yönetmenliğini Mehmet Ali Sevimli'nin yaptığı "Çanakkale'nin Son Şehidi Talat Göktepe" belgeseli ile birlikte gösteriliyor.

Çanakkale Savaşları'nda yaşananlardan ilham alarak, orman yangınlarına karşı Çanakkale'deki vatan müdafaası şuuru ve askerimizin şehadet ruhu ile benzer bir mana ile vatan toprağımız sayılan ormanlarımızın ormancılar tarafından savunulduğunu anlatarak Çanakkale'deki ormanların barındırdığı hikâyeleri ve bu ormanları korumaya çalışan insanları odağına alan belgesel film, ormanları yangınlara karşı savunan ormancılarla da paralel bir şekilde ilerliyor.

18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 106'ncı yılında seyirci ile buluşan belgesele; tarihçi Ahmet Taşağıl, Tufan Gündüz, sanat tarihçisi Yusuf Kartal, güvenlik uzmanı Bülent Orakoğlu, Çanakkale Savaşları Tarihi Alan Başkanı İsmail Taşdemir ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey röportajlarıyla katkı sunuyor.

9 - Paralel Anneler

Bu hafta sinemalarda izleyebileceğiniz filmlerden biri olan Parallel Mothers (Madres paralelas) adlı bu film; aynı gün doğum yapan iki kadının hikâyesini anlatıyor.

Doğum yapmaya hazırlanan iki kadın hastane odasında karşılaşır, ikisi de bekardır ve kazara hamile kalmışlardır.

Orta yaşlardaki Janis, bu durumdan hiç pişman değildir ve çok sevinçlidir, henüz daha çok genç olan Ana ise, korkmuş, sarsılmış ve şimdiden pişman olmuştur.

Janis, hastane koridorlarında uyurgezer gibi dolaşırken Ana'yı cesaretlendirmeye çalışır.

Bu zaman diliminde paylaştıkları birkaç kelime, şans eseri gelişen ve karmaşıklaşan hayatlarını kesin bir şekilde değiştirecek, ikisi arasında çok yakın bir bağ oluşturacaktır.

Başroldeki Penélope Cruz'a muhteşem performansıyla prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü getiren film, Almodóvar'a özgü sürprizler, acı veren seçimler, tutku dolu karakterleriyle unutulmayacak bir melodram olma özelliğini taşıyor.

10 - Sen Yaşamaya Bak

Netflix'in Türk Yapımı Romantik Komediler kategorisinde bu hafta gösterime giren Sen Yaşamaya Bak adlı bu filmde; bekâr bir anne olan Melisa hastadır ve çok az ömrü kalmıştır.

Bu kısa sürede hem fırtına gibi bir aşk yaşayıp hem de oğlu Can'ı emanet edebileceği bir adam arayışındadır.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.