Türkiye Ekspres Haber | Son Dakika | Güncel Haberin Adresi

'Yolun Sonu Görünüyor' türküsünün acı hikayesi

HABERDE İNSAN

“Yolun sonu görünüyor” adlı şiir, Musa Eroğlu tarafından bestelenerek 1996 yılında çıkardığı Halil İbrahim / Kerbela Destanı adlı albümünde seslendirilmesiyle yaygın şekilde bilinir hâle gelmişti.

“Yolun Sonu Görünüyor” türküsünün sözleri Dursun Ali Akınet'e aittir. 1945 yılında Ordu’nun Fatsa ilçesinde doğan ve sürücülük mesleğiyle iştigâl eden Dursun Ali Akınet, annesi Zekiye Hanım’ın Ankara’daki Hacettepe Hastanesi’nde vefatından hemen önce “gerek yok oğlum, yolun sonu görünüyor” sözünden ilhamla annesinin cenazesiyle Fatsa’ya yolculuk yaparken bu şiiri yazdığını belirtmiştir (Salih Okumuş (2010). Cumhuriyet Dönemi Ordulu Şairler Antolojisi. Serüven Yayınları. Ordu).

Dursun Ali Akınet’in annesinin vefatıyla ilgili şu ifadeleri kullandığı aktarılmaktadır:

- Annem son nefesini verirken hep yanında idim, bana bir şeyler söylemek istedi. Annem ‘dünya bir şey değilmiş, sadece bir nefesmiş’ dedi.

- Annemin cenazenin bagajda gelmesini yadırgaması hep aklımda idi. Onu bir bagaja koymamak için otobüs tuttum. Tabutunu koltuğa yerleştirdik. Biz de yanına oturduk, ağlaya ağlaya geldik.

Ali Eyüboğlu Milliyet’teki 4 Ocak 2013 tarihli ''Utandıran Yasaklar'' başlıklı yazısında türkünün sözlerinin hikâyesine şöyle değinmişti;

- ‘Yolun Sonu Görünüyor’u yazanı tanıyorum.

- Ordu Fatsalı Dursun Ali Akınet adlı bir şoföre ait bu sözler.

- Yine Musa Eroğlu’nun söylediği ‘Halil İbrahim’in de söz yazarıdır aynı zamanda.

- Yıllar önce ‘Yolun Sonu Görünüyor’un nasıl yazdığını anlatmıştı bana Fatsa’da

- Annesinin ardından yazdı:

“85 yaşına kadar hiç doktora gitmemişti annem. Bir gün rahatsızlanınca hastaneye kaldırdık onu. Hastaneden Ankara’ya Hacettepe’ye havale ettiler bizi. Hacettepe’ye gittik, doktor bir dizi tahlil istedi. Yaptırdık hepsini. Ertesi gün beş gibi çıkacaktı tahliller. Ertesi gün tahlilleri almak için odadan çıkmak üzereydim. ‘Nere gidiyorsun?’ dedi annem. Tahlilleri almaya gidiyorum deyince, elimi tuttu ve ‘Yolun sonu görünüyor. Hiç gerek yok’ dedi. ‘Olur mu anne, iyisin’ deyip çıktım odadan. Tahlilleri alıp, odaya döndüğümde son nefesini vermişti. Annemin hayattayken söylediği son söz olan ‘Yolun Sonu Görünüyor’un sözlerini onu Ankara’dan Fatsa’ya getirene kadar cenaze arabasında yazdım.”

Dursun Ali Akınet

Musa Eroğlu Kimdir?

1944 yılında Mersin'in Mut ilçesinin Kumaçukuru köyünde doğdu. Alevî Tahtacı Türkmenleri'ndendir. Ortaokulu yarım bıraktı. Mut Halkevi'nde halk oyunları oynadı. 1965'te TRT Ankara Radyosu'nda imtihana girdi fakat kazanamadı. 1969'da "İkimiz Toprağa Girelim Elif" adlı ilk plağını çıkardı. Piyasada görünmeye başlaması 1970-71 yıllarına denk gelmektedir. O yıllarda yeniden radyoda tar, kemane, koltuk davulu, bağlama, divan sazı çalgılarıyla sınava girdi ve sınavı kazandı. 1970'li yılların sonlarına doğru müzik yönetmenliği de yaptı.

1980'e radyoda kadar mahalli sanatçı olarak çalıştı. Arif Sağ ve Muhlis Akarsu ile birlikte başladığı, daha sonra Yavuz Top'un da katılımı ile genişleyen "Muhabbet" seri albüm çalışmaları, 1980 sonrasında Türk halk müziğinin geniş kitlelere yayılmasında önemli katkı sağlamıştır. Sözlerini Abdürrahim Karakoç'un yazdığı "Unutursun Mihriban'ım" ve "Mihriban" türkülerini seslendirdi. Karacaoğlan'ın şiirlerini besteledi.

1998'de Kültür Bakanlığı tarafından verilen Devlet Sanatçısı unvanını alan Eroğlu, müzik çalışmalarına devam etmekte ve Kültür Bakanlığı'nda Halk Kültürleri ve Oyunları konusunda uzman ve araştırmacı olarak görev yapmaktadır. Kendi adını taşıyan müzik okulunda 1982'den bu yana 5.000'den fazla öğrenci eğitim almıştır.

1966'da evlendiği eşiyle ikisi kız, biri erkek üç çocuğu vardır.

Mersin'in Mut ilçesinde kiraladığı 900 dönümlük arazide kendi adını taşıyan 100.000 ağaçlık bir ormanı bulunmaktadır. 2009 yılında yaptığı bir röportajında " 1960'larda buralar hep ormanlıktı, daha sonra orman ve ağaç türleri yok oldu. Gelip geçerken hep bakardım. Çocukluğumdan beri bu sahada gözüm vardı. Bir gün kiralayıp ağaçlandırmaya karar verdim. 1999'da müracaat ettim, 2000'de teslim ettiler. Ondan sonra başladım çalışmaya. Orman Bir hayli büyük, 900 dönüm. Bir kısmı kayalık, ağaç dikilebilecek yer 500-600 dönüm kadar. Dört tür ağaç diktim: Kavak, kızılçam, sedir, meşe. Meşenin bu bölgede doğal bir bitki örtüsü var. Sonra da 'tömbek' dediğimiz dikenli ardıç ve doğal ardıçlarla süslendi alan. Bu orman için tam dokuz senedir çalışıyorum, bazı ağaçlar kocaman oldu, bir kısmı boyumu geçti." şeklinde ormanından bahsetmiştir.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.